2025 yılının son cuma namazı kılındı

Yılın son cumasında vatandaşlar yurt genelindeki camileri doldurdu.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Kimliğimiz Geleceğimizdir” konulu Cuma hutbesi okundu.

Hutbede toplumların tarih sahnesindeki varlıklarını kendi kimlikleriyle sürdürdükleri, bu kimlik sayesinde aile yapısını, kültürü, sanatı ve medeniyeti inşa ettikleri ifade edildi.

– Bizi biz yapan Müslüman kimliğimizdir

Müslüman kimliğinin Kur’an ve Sünnet temelli olduğu vurgulanan hutbede bu kimliğin özünde değişmeyen İslam ahlakının bulunduğu belirtildi. Müslüman kimliğinin bireyi ve toplumu ayakta tutan en önemli değerlerden biri olduğu hatırlatıldı.

– İnsanlık, ahlaki bir yozlaşma ile karşı karşıya

Tarih boyunca kimliğinden uzaklaşan toplumların zamanla kültürlerini ve geleceklerini kaybettiklerine dikkat çekilen hutbede, günümüzde insanlığın ciddi bir ahlaki yozlaşma tehdidiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Özellikle sınırsız eğlence anlayışı, tüketim odaklı mutluluk algısı ve yabancı kültürlerin etkisiyle nesillerin kimliksizleştirilmeye çalışıldığına vurgu yapıldı.

– Eğlencelere dikkat çekildi

Yılbaşı kutlamaları kapsamında yapılan eğlencelere dikkat çekilen hutbede “Takvimden kopardığımız her yaprak, aslında hayatımızdan eksilen bir günün sessiz şahididir. Önümüzdeki hafta yeni bir miladi yıla girecek, ömür sayfamızdan bir yılı daha geride bırakmış olacağız. Bu günler; değerlerimiz ve kimliğimizle bağdaşmayan eğlencelerle hayatımızı zayi ettiğimiz günler olmamalıdır. Bu günler; inancımızda ve kültürümüzde yeri olmayan sembollerle evlerin, işyerlerinin ve sokakların donatıldığı bir ortama çevrilmemelidir. Bu günler; bedenimize ve ruhumuza zarar veren alkolün tüketildiği bir zaman dilimi haline getirilmemelidir. Bu günler; içinde alın teri olmayan, kendisiyle hayır yapılamayan, adı ne olursa olsun kumar, piyango ve şans oyunlarının oynandığı bir hale dönüştürülmemelidir.” ifadelerine yer verildi.

Hutbenin sonunda ise ömür nimetinin kıymetinin bilinmesi çağrısı yapıldı. Ölüm ve hesap gününün sanıldığından çok daha yakın olduğu hatırlatılarak yaşantının ona göre sürdürülmesi istendi.