Uluslararası toplumun baskısıyla İsrail, sınırlı da olsa yardım girişimine izin verdi. Ancak bu adım, Gazze’den gelen açlık nedeniyle yaşanan ölümleri durdurmaya yetmedi. New York Times, bölgede hâlâ faaliyet gösteren birkaç hastanenin içler acısı halini gözler önüne serdi.
Ayakta kalabilen az sayıdaki hastanede ne hastalara ne de sağlık çalışanlarına yemek verilebiliyor. Hemşirelerin açlık ve susuzluktan bayıldığı, mama bulunamadığı için yenidoğan bebeklerin sadece suyla beslendiği bildirildi. Üstelik açlıktan ölmek üzere olan çocuklara ve yetişkinlere verilmesi gereken serumlar da en az üç büyük hastanede tükendi.
New York Times, dört farklı hastanede çalışan yedi doktorla röportaj yaptı. Görüşülen doktorların dördü Gazzeli, üçü ise ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık’tan gönüllü olarak bölgeye gelen hekimlerdi.
Ay başından beri Gazze’nin güneyindeki Nasır Hastanesi’nde görev yapan Amerikalı cerrah Dr. Ambereen Sleemi, “Hemen hayatını kaybedecekmiş gibi olan bebekler gördüm,” dedi.
Çarşamba gününe kadar aynı hastanede görev yapan Britanyalı cerrah Nick Maynard da yaşadığı dehşeti şöyle anlattı:
“Kemikleri sayılan yedi aylık bir bebeği gördüğümde onun birkaç gün önce doğduğunu sandım. ‘Bir deri bir kemik’ demek yetersiz kalır. Bu kadar gıdasız kalmanın medeni dünyada mümkün olabileceğini düşünemezdim. Bu, savaş silahı olarak kullanılan insan kaynaklı bir aç bırakma. Gıda ve yardım girişine derhal izin verilmezse çok daha fazla insan ölecek.”
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze’de yaşayan Filistinlilerin üçte birinin günlerce yemek yemeden yaşamak zorunda kaldığını açıklamıştı. Yetersiz beslenme, normalde kolayca tedavi edilebilecek hastalıkların bile ölümle sonuçlanmasına neden oluyor.
Pazartesi günü, İsrail’in ablukası nedeniyle Gazze’de biri çocuk olmak üzere 14 Filistinlinin daha açlıktan hayatını kaybettiği bildirildi. Açlıktan ölenlerin toplam sayısı 147’ye yükseldi; bunların 88’i çocuk.