Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen çevrim içi konferanslar dizisinin Nisan ayı programı, “Din ve Dindarlık Bilinci” temasıyla gerçekleştirildi.
Türkiye genelindeki 81 ildeki 501 Aile ve Dini Rehberlik Büro/Merkezinde görev yapan 4 bin 573 personelin katıldığı konferans, çevrim içi platformda yoğun ilgiyle takip edildi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, din görevlilerinin önemine değinerek, onlarla buluşma fırsatını sağlayan Başkanlık teşkilatına teşekkür etti.
Konuşmasına, ünlü şairin dizeleriyle başlayan Çakan, “Okudum ve de yazdım, Cehlimi yendim sandım, Döndüm dikkatle baktım, Daha yolun başındayım” diyerek, seküler anlayışın karşısında Müslümanların vahiy ışığında yaşamalarını ve toplumda görünür bir dini bilinç oluşturmanın önemini vurguladı.
Prof. Dr. Çakan, Müslümanın sorumluluğunun yalnızca inançla sınırlı olmadığını, dünya ve ahiret hayatını vahiy perspektifiyle şekillendirmesi gerektiğini belirtti. Sahabe döneminden örnekler vererek, özellikle Muaz b. Cebel’in (ra) dostlarına zaman zaman “Oturalım, biraz iman edelim” teklifini sunduğunu hatırlatan Çakan, günümüz Müslümanlarının da din bilincini yeniden gözden geçirmeye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti.
İslam’ın, inanç ve amel bütünlüğünden oluştuğunu, tevhid inancının bu iki boyutun özünü oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, amelin sadece ahlaki değil, eylemsel bir boyutunun da olduğunun altını çizdi. Allah’ın emirlerine itaat, yasaklardan kaçınma ve şüphelilerden sakınma gerekliliği üzerine konuşan Çakan, dinin hayatın her alanında etkin olmasını vurguladı.
Konferansın sonunda, Prof. Dr. Çakan, Hz. Peygamber’in (sas) yolunu takip ederek müstakim bir Müslüman olmanın, sözün etkisini arttıracağını belirtti. Kudüs’teki zulme de değinen Çakan, Mescid-i Aksa’yla ilgili yazdığı şiirle konuşmasını sonlandırdı: “Bir zamanalar kıbleydi, Ümmet-i Muhammed’e, Yetim olunca ümmet, Kaldı öksüz Kudüs de…”
Bu çevrim içi konferans, din görevlilerinin dini bilinçlerini güçlendirmeleri ve topluma daha etkili bir şekilde rehberlik yapmaları adına büyük bir fırsat sunmuş oldu.
