GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
41,5697
EURO
48,5922
ALTIN
5.019,63
BIST
11.190,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Açık
23°C
Samsun
23°C
Açık
Cuma Hafif Yağmurlu
20°C
Cumartesi Çok Bulutlu
19°C
Pazar Çok Bulutlu
19°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
19°C

Afrika’da sömürgecilik bitmedi, sadece şekil değiştirdi

Afrika’da sömürgecilik bitmedi, sadece şekil değiştirdi
REKLAM ALANI
26.09.2025 13:58
A+
A-

Afrika’da sömürgecilik ve askeri darbeler üzerine araştırmalar yapan Doç. Dr. Yiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sömürgeciliğin yalnızca Afrika tarihi için değil, dünya tarihi açısından da büyük bir kırılma olduğuna dikkati çekti.

Sömürgecilik olmadan dünya tarihinin konuşulamayacağını belirten Yiğit, “Sömürgeciliğin açtığı gedik o kadar büyüktü ki, her şeyi değiştirdi.” dedi.

Yiğit, sömürgecilik sürecinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’yı dar ve bereketsiz topraklara sıkıştırmasıyla başladığını belirterek Avrupalıların böylelikle yeni coğrafyalara yöneldiğini söyledi.

Afrika’nın bütün sömürgecilik faaliyetlerinin tam ortasında bulunduğunu ifade eden Yiğit, “Fakat Hindistan ya da Orta Doğu kadar zenginliğiyle bilinen bir coğrafya olmadığı için sömürgecilik için bir ilk hedef olmadı Afrika.” diye konuştu.

Sömürgeciliği dini söylem, medenileştirme misyonu, ekonomik çıkarlar ve kültürel hegemonyadan oluşan dört temel eksen üzerinden değerlendiren Yiğit, bu anlayışın bugün de sürdüğünü vurguladı.

Yiğit, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “Biz olmasaydık, Cezayir diye bir yer olmazdı.” sözlerini hatırlatarak, bunun kolonyal dönemin medenileştirme söyleminin bugünkü yansıması olduğuna dikkat çekti.

Batı’nın sömürgecilik tarihiyle var olduğuna dikkati çeken Yiğit, “Batı’nın tarih anlatısından etkilenenler, oranın tedrisatından geçenler, oranın üstünlüğüne inanmıştır. Halbuki Batı dediğimiz şey nihayetinde sömürgeciliğin kanlı tarihiyle var olduğu için insanlar, o büyük metropollerin asfaltlarının altındaki kan denizini görmek istemiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

Afrika'da Sömürgecilik Bitmedi, Sadece Şekil Değiştirdi (2)

Yeni sömürgeciliğin en önemli boyutu zihinsel ve kültürel sömürü

İkinci Dünya Savaşı sonrası klasik sömürgeciliğin yeni biçimlere evrildiğini belirten Yiğit, “Birisi kafasını kaldırsın darbe olur, başka bir yerde iç savaş çıkar. Etnik rekabet ve etnik siyaset sürekli teşvik edilir.” ifadelerini kullandı.

Yeni sömürgeciliğin en önemli boyutunun zihinsel ve kültürel sömürü olduğunu vurgulayan Yiğit, “Batı’nın eğitim sisteminden geçenler, onun üstünlüğüne inandırıldı. Oysa Batı dediğimiz şey, sömürgeciliğin kanlı tarihiyle var oldu.” diye konuştu.

Yiğit, ister eski ister yeni sömürgeciler olsun, meseleye çok boyutlu yaklaştığını vurgulayarak bunların “mutlak bir iktidar” istediklerini kaydetti.

Sadece siyaseti ya da ekonomiyi yönetmekle yetinmeyip kültürü de yönetmek istediklerine değinen Yiğit, “Kendi benliğinizi de yönetmek isterler. Zaten medenileştirme misyonunun ortaya çıkış nedeni de bu. ‘Senin bedenin bana yetmez, ruhunu da yönetmek istiyorum.’ der aslında.” tespitinde bulundu.

Yeni sömürgeciliğin bugün dil, medya, teknoloji ve kültür üzerinden sürdüğüne işaret eden Yiğit, “Diliniz, kültürünüz kontrol ediliyor. Televizyon kanalları, haber ajansları, internet siteleri üzerinden hegemonya kuruluyor. Teknoloji ve istihbarat boyutu da işin içinde.” değerlendirmesini yaptı.

“Hakim söylem değişmeli”

Yiğit, hakim söylemin sömürge mirası olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Hakim söylemi belirlemek, hakim söylemi yontamamak çok büyük bir problem. Afrikalıların aktör olması için özne olması için son derece gerekli. Sadece onlar için değil bizim için de önemli.”

Afrika’daki sorunların yalnızca dış güçlerle açıklanamayacağını belirten Yiğit, kıta elitlerinin de sorumluluk taşıdığını aktardı.

Yiğit, “Aslında sorumluluk sahibi elitlerdi fakat suçlanan, toplumlar oldu. Elitler Batılıların oyununa gelerek etnik siyasete ve çatışmalara katkı sundular.” dedi.

Türkiye’nin Afrika’daki rolünü de değerlendiren Yiğit, “Türkiye, eski ve yeni sömürgecilere alternatif bir özellik taşıyor. Afrikalılar Türkiye’nin insani yardımlarını unutmadı. Türkiye her seferinde yeni bir boyut ilave etti. Önce diplomasi, ardından ekonomi, şimdi de güvenlik işbirliği.” diye konuştu.

Kaynak: AA

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.