GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
40,0673
EURO
46,9591
ALTIN
4.273,32
BIST
10.331,31
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Parçalı Bulutlu
29°C
Samsun
29°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
27°C
Cumartesi Çok Bulutlu
27°C
Pazar Az Bulutlu
28°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
28°C

Ahlak Nedir? Ahlakın Önemi Nedir?

Ahlak Nedir? Ahlakın Önemi Nedir?
REKLAM ALANI
07.07.2025 08:00
A+
A-

Ahlak, insanın ruhunda yerleşen meleke ve alışkanlıklardır. Bu meleke ve alışkanlıklar kendi isteğimizle fiil ve davranışlarımızı meydana getirir.

Organlarımızın hareketleri ruhumuza bağlıdır. Ruhumuza güzel huylar, iyi alışkanlıklar yerleşirse organlarımızın fiil ve davranışları iyi olur. Buna “Güzel ahlak” denir. Ruhumuza kötü huy ve fena alışkanlıklar yerleşirse organlarımızın fiil ve davranışları da kötü olur, buna da “Kötü ahlak” denir.

Bu sebeple, söz ve davranışlarımızın iyi, ahlakımızın güzel olabilmesi için ruhumuzun kötü huylardan temizlenerek iyi huy ve güzel alışkanlıklarla donatılması gerekir.

A) Ahlakın Önemi

Dinimizde ahlakın büyük önemi ve üstün bir yeri vardır. İslam’ın gayesi, insanları güzel ahlak sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. Dinin emir ve yasaklarına bakınca, bunu açık bir şekilde görebiliriz.

Peygamberimiz,

بُعِثْتُ لِأُتَمِّمَ حُسْنَ الأَخْلاَقِ

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta’, “Hüsnü’l-Hulk”, 1) buyurarak son ve en mükemmel din olan İslam’ın, gayesini ve yüksek hedefini bildirmiştir. İslam’da güzel ahlakın yerini de şu ifade ile vurgulamıştır:

اَلْاِسْلَامُ حُسْنُ الْخُلْقِ

“İslam, güzel ahlaktır.” (Kenzu’l-ummâl, III, 17, hadis no: 5225)

İslam, güzel ahlak olduğuna göre, Müslümanın da güzel ahlak sahibi olması gerekir. Esasen, Müslümanın değeri ahlakının güzelliği ile ölçülür. İmanın meyvesi güzel ahlaktır. İyi ve güzel ahlak sahibi olmayan kimse meyvesiz ağaç gibidir. Müslüman, Allah’ın ve Peygamberin sevgisini iyi davranışları ve güzel ahlakı sayesinde kazanır.

Peygamberimize soruldu:

—Allah katında en sevgili kullar kimlerdir?

—Ahlakı en güzel olanlardır, (et-Tergîb ve’t-terhîb, III, 408, hadisi, Taberânî rivayet etmiştir.) buyurdu.

Başka bir hadis-i şerifinde de,

إِنَّ مِنْ أَحَبِّكُمْ إِلَىَّ وَأَقْرَبِكُمْ مِنِّي مَجْلِسًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَحَاسِنَكُمْ أَخْلاَقًا

“Sizin bana en sevimliniz ve kıyamet gününde bana en yakınınız, ahlakı en güzel olanınızdır.” (Tirmizî, “Birr”, 71) buyurmuştur.

Görülüyor ki merhameti sonsuz olan Yüce Allah’ın rızasına ermek, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin sevgisini kazanarak onun yakınında bulunmak, iyi ahlak sahibi olmakla mümkündür.

Kişinin güzel ahlaklı oluşu, kalbindeki olgun imanın bir göstergesidir, yani sağlam ve olgun bir imana sahip olan kimsenin ahlaki davranışları iyi olur, böyle kimseden kötü davranışlar meydana gelmez. Peygamberimizin şu hadis-i şerifi bunun ifadesidir. Buyuruyor ki:

اِنَّ مِنْ اَكْمَلِ الْمُؤْمِنِينَ اِيمَانًا اَحْسَنُهُمْ خُلُقًا

“Müminlerin iman yönünden en olgunu, ahlakı en üstün olanıdır.” (Tirmizî, “İmân”, 6, Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 14)

Müslümanı, Allah’ın sevdiği kulları mertebesine yükselten ve Peygamberimize yaklaştıran güzel ahlak, sonuç olarak, Müminin cennete girmesine ve ebedi saadete kavuşmasına vesile olur.

B) Ahlakın Kaynağı

İslam ahlakının kaynağı Kur’an-ı Kerim’de yer alan yüksek ahlak ilkeleri ile bunları hayata geçiren, tatbik eden Peygamberimizin fazilet dolu yaşayışı ve örnek davranışlarıdır.

Peygamberimiz, Allah’ın terbiyesi ile yetişmiş, bütün iyilikleri ve güzellikleri kendisinde toplamıştır.

O, ahlakını Kur’an’dan almıştır. Saygı değer eşi Hz. Âişe, Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğunu soran kişiye şu cevabı vermişir:

“Sen Kur’an okumuyor musun?

O’nun ahlakı Kur’an idi.” (Müslim, “Salât”, 139)

C) Ahlakın Müeyyidesi

İslam’da ahlak kurallarının yaptırım gücü sadece toplumun kınaması veya birtakım cezai önlemler değil, kalplere yerleşen Allah korkusu ve sorumluluk duygusudur.

Bu sebeple Müslüman, kendisini kimsenin görmediği ve vicdanı ile baş başa kaldığı yerlerde bile ölçülü davranır, ahlak kurallarına uyar.

İnançlı bir insan, bütün davranışlarının Allah tarafından gözetlendiğini bilir. Dünyada yaptığı her iş ve davranıştan kıyamet gününde sorguya çekileceğine, iyi davranışlarda bulunanların, bunun mükâfatını göreceğine, kötülük yapanların da cezalandırılacağına inanır ve ona göre davranır.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜ ﴿٧﴾ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ﴿٨﴾

“Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu(n mükâfatını) görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu(n cezasını) görür.” (99/Zilzâl, 7-8)

Bu inancı taşıyan Müslüman, bütün davranışlarına dikkat eder, kimseye kötülük yapmaz, elinden geldiği kadar iyilik etmeye çalışır.

Böyle bir inanca sahip olmayan ve başkaları tarafından da duyulup kınanmayacağını anlayan kimse ise fırsat bulunca her türlü kötülüğü yapabilir. Çünkü kalbinde Allah korkusu, vicdanında sorumluluk duygusu taşımayan kimsenin davranışlarını devamlı olarak kontrol etmek, her insanı takip edecek bir polis görevlendirmek mümkün değildir. Fakat her insanın kalbine manevi bir bekçi yerleştirmek mümkündür.

Bunun için,

“Hikmetin başı Allah korkusudur.” denilmiştir.

Büyük şairimiz M. Âkif Ersoy da bu hususu şu mısraları ile ne güzel ifade etmiştir:

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır,

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Yüreklerden çekilmiş farzedilsin havf-ı Yezdan’ın,

Ne irfanın kalır te’siri kat’iyyen ne vicdanın. (Safahat, s. 251)

İşte o manevi bekçi, insandan hiçbir zaman ayrılmayan, her zaman ve her yerde kendisi ile beraber bulunan ve ona daima sorumluluğunu hatırlatan Allah korkusudur.

Kaynak: DİB İslam İlmihali

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.