Tarihimizde İstanbul’un Türk İslam mimarisi açısından gelişmesi, 1453 yılında Müslüman Türkler tarafından fethinin ardından gerçekleşmiştir. Osmanlı sultanı II. Mehmet’in o döneme kadar haklı bir üne sahip olan kadim imparatorluk Bizans’ı yenilgiye uğratması ile tüm dünyada siyasi ve dinî dengeler değişmiş oldu. Osmanlı Devleti, yeryüzünün en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul’u fethetmiş, Doğu Roma İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmış ve kendi imparatorluğunu tesis etmişti. İnsanlık tarihindeki bu büyük dönüşüm, bütün dengeleri değiştirmişti. Hem bu büyük değişimin bir gereği olarak hem de siyasi ve dinî bir gereklilik olarak Fatih Sultan Mehmed, İstanbul şehrinin en köklü ve büyük kilisesi olan Ayasofya’yı camiye çevirmiş ve vakfetmişti. Böylelikle Bizans’ın siyasi ve dinî gücünün bir ifadesi olan bu büyük kilise artık Osmanlı Devleti’nin siyasi ve dinî gücünün bir sembolü ve temsili olmuştu. Hagia Sophia artık Ayasofya-i Kebir Camii olarak ad almış ve şereflenmişti.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, kılınan cuma namazı ile yeniden ibadete açıldı. (2020)
Lozan Antlaşması imzalandı. (1923)
Greenwich saati ile 19.11’de içtima olacak.