

Bakan Tunç, Hakimevi’nde düzenlenen “Türk Denetimli Serbestlik Sisteminin 20 Yıllık Panoraması 20. Yıla Bütüncül Bakış Sempozyumu”na katıldıktan sonra, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Teknolojinin gelişmesiyle artan sanal bahis ve kumarın aile bütünlüğünü tehdit ettiğini belirten Bakan Tunç, şunları kaydetti;
Bu konuda bir çalışma yapmamız gerekiyordu. Bu konuda özellikle bu bütün dünyanın da problemi, sadece Türkiye’nin değil. Bu anlamda vatandaşlarımızı korumak, çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi korumak bakımından birtakım çalışmalar başlattık. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın kabinede verdiği talimatlar doğrultusunda hem de Cumhurbaşkanlığı genelgesi doğrultusunda bir eylem planı oluşturmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında ilgili bakanlardan oluşan bir komisyon uzun süredir bir çalışma yürüttü. Bu çalışma neticesinde bir eylem planı oluşturduk.
Bu eylem planı kapsamında Adalet Bakanlığı’na düşen hususlar var, diğer bakanlıklarımıza düşen hususlar var. Önleyici tedbirler bakımından yapılması gerekenler var ama suç işlendiğinde özellikle yaptırımlar bakımından ve caydırıcılık bakımından yapılması gerekenler var. Bizim ilk etapta 11. Yargı Paketi’ne ilave ettiğimiz bilişim suçlarıyla mücadele bakımından önemli maddeler var. Özellikle internette işlenen, bilişim yoluyla işlenen suçlar bakımından, bilişim yoluyla işlenen dolandırıcılık bakımından özellikle bunların etkin bir şekilde soruşturmaya tabi tutulması, gecikmeksizin hesaplara el konulabilmesi ve mağduriyetlerin giderilebilmesi anlamında önemli maddeler var; Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçmişti.
Burada Cumhuriyet savcılarına, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki 128’deki rapor şartı aranmaksızın acele hallerde özellikle mağduriyetlerin önüne geçmek için el koyma kararı, hesaba hemen el koyulabilmesiyle ilgili düzenlemeler var. Burada özellikle telefon yoluyla dolandırıcılığı da önlemeye yönelik düzenlemeler var. Telefon hatlarının belli ölçüde sınırlandırılmasına ilişkin Bilgi Teknolojileri Kurumu’na yetkiler veriliyor bu kanun teklifinde. Yine burada özellikle Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun yabancılara yönelik hatlar… Çünkü bu yabancı hatlar yoluyla işte vatandaşlarımıza mesajlar geliyor.
Telefonlarına gelen mesajlara bir tıkladıklarında hesabına ulaşıldığını ve büyük bir mağduriyete neden olunduğunu hep beraber görüyoruz. Bunları önlemek bakımından yabancılara verilecek hatların da belli bir numaradan oluşması ve vatandaşlarımızın onun bir yabancı hattan geldiğini bilmesi lazım. Buna benzer, özellikle banka ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluklar yükleyen; hesap açmanın ve telefon aboneliği yapılırken bir bankada ya da ödeme kuruluşunda hesap açarken biyometrik doğrulamanın yapılması lazım. Çipli kimlik kartları, bunlara zorunluluk getiren, bankalara birtakım yükümlülük getiren düzenlemeler 11. Yargı Paketi’nde yerini aldı.
Bunlar yasal düzenlemeler. Bir yandan da meydana gelen sanal bahis ile ilgili, kumarla ilgili birtakım soruşturmalar da Cumhuriyet başsavcılıklarımızda devam ediyor. Bütün ülke genelinde Cumhuriyet başsavcılıklarımızda bilişim suçları ile ilgili bürolar oluşturuldu. Yani Cumhuriyet savcılarımız özellikle ihtisaslaşma bakımından bunu önemli buluyoruz ve bu soruşturmaların daha etkin hale getirilmesi ile ilgili çalışmalar sürüyor. Ama bahsettiğiniz özellikle ülke gündemindeki sanal bahis ile ilgili soruşturmalar devam ediyor. Bu yargının, Cumhuriyet başsavcılıklarının yürüttüğü soruşturmalar. Hep beraber bu soruşturmaların sonucunu bizler de sizler gibi takip edeceğiz. Tarafsız ve bağımsız yargı burada kim suç işlemişse, kimin kusuru varsa, kimin kastı varsa bunları tespit edecek olan yargı mekanizmalarımızdır.
‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç. Başarıya ulaşması için de devletimizin ilgili kurumları, siyaset kurumu ve bütün milletimiz büyük bir beklenti içerisinde ve büyük bir koordinasyon içerisinde bu çalışmalar sürdürülüyor. Son bir yıla baktığımız zaman bunu ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olarak adlandırıyoruz. Aslında bu 41 yıllık bir mücadele. Güvenlik güçlerimizin canlarını feda ederek yaptıkları bir mücadele söz konusu oldu. Şehitler verdik, büyük acılar yaşadık. Binlerce askerimiz, polisimiz, sağlık görevlilerimiz maalesef şehit edildi. Yani o şehit cenazelerine gittiğimiz zaman çektiğimiz acılar, sıkıntılar; devletimizin görevlileri, siyasetçilerimizin üzerine yüklenen, omuzlarına yüklenen o ağır sorumluluk… O günleri unutmadık. Bir daha o günlere geri dönmek istemiyoruz.
41 yıllık mücadelenin son 23 yılında da özellikle terörün istismar ettiği bütün alanları birer birer ortadan kaldırdık. Sayın Cumhurbaşkanımız iktidara geldiğinde, AK Parti iktidar olduğunda 2002 yılında ilk yaptığı iş olağanüstü hali kaldırmak oldu. Yani bir normalleşme süreci olsun ve sonrasında özellikle demokratikleşme adımları, temel hak ve özgürlüklerin sadece Kürt vatandaşlarımız için değil, bütün vatandaşlarımız için haklarının genişletilmesi anlamında, özgürlüklerin sağlanması anlamında büyük mesafeler alındı.
Özellikle son bir yıla geldiğimizde de Sayın Cumhurbaşkanımızın hem Ahlat’ta yaptığı konuşmalar, ‘İç cepheyi güçlendirelim’ vurguları; yine Sayın Bahçeli’nin grupta yaptığı konuşma ve çağrı sonrası terör örgütünün fesih kararı ve silahları yakmasıyla beraber önemli bir aşamaya geçildi. En önemli aşama da Meclis’te bu konuda bir komisyon kurulması oldu. Meclis Başkanımızın başkanlığında Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu önemli toplantılar yaptı. Tarafları dinledi; devletimizin kurumlarını, bakanlarını dinledi. Siyasi partilerimizin temsilcileri orada yer aldı. Yani siyaset kurumunun bütün hemen hemen tamamı orada görüşlerini ifade edebildi ve şu anda rapor yazma sürecine gelindi.
Siyasi partilerimiz raporlarını peyderpey komisyona veriyorlar. Her partinin farklı bu konuda görüşleri var. Yani bu görüşler elbette ki her partinin bu konuda farklı görüşlerinin olması normal. Bu anlamda tabii ortak bir raporun hazırlanması ile ilgili çalışma da yapılacak. Meclis Başkanımız bu konudaki çalışmaları yaptıktan sonra o ortak rapor çerçevesi içerisinde çizilecek yol haritası neyse, o yol haritası çerçevesi içerisinde yasal düzenlemeler gerekiyorsa elbette ki Meclisimiz bunu yapar.
Burada özellikle basında birtakım ‘şunlar yapılacak, bunlar yapılacak, Adalet Bakanlığı’nda böyle bir hazırlık’ vesaire… Böyle bir durum söz konusu değil. Burada münhasıran kanun yapma yetkisi milletvekillerimizdedir. Bizler teknik destek veririz. Burada özellikle söylenen ifadelere de çok dikkat etmek lazım. Yani süreci sabote etmeye yönelik, süreci bozmaya yönelik, Türkiye’nin terörden kurtulmasını istemeyen çevrelerin maalesef sabotajları da olabilir, provokasyonları da olabilir. Bu provokasyonlara da gelmeden sağduyulu bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmemiz lazım. Burada tabii terörün feshi hem içte hem dışta, terör örgütünün silah bırakması devletimizin ilgili kurumları tarafından izleniyor. Tabii bu izleme süreci komisyona da bilgi olarak aktarılıyor. Bunların hepsi raporda elbette ki yer alacaktır. Yani silah bırakma sürecinin izlenmesi neticesinde terör örgütünün feshi ile ilgili özellikle fiilen feshedilip edilmediği, bu noktadaki sürecin nereye vardığı bunlar devletimizin ilgili kurumları tarafından komisyona aktarılan hususlar.
Bu çerçevede komisyon raporlarını hazırlayacaktır. Burada bahsettiğiniz şekliyle işte bunlara bir ‘Barış Yasası’ vesaire demek doğru değil. Burada terör örgütünün feshi ile beraber ortaya çıkacak yasal düzenleme ihtiyaçları, silah bırakmanın kesinleşmesi ile beraber tasfiye ile ilgili olarak (terör örgütünün tasfiyesine yönelik) gereken yasalar varsa bunlar hukuk devleti ilkesi içerisinde, hukuk çerçevesi içerisinde gerçekleştirilecek hususlar. Yani bunlara ‘Barış Yasası’ demek doğru değil çünkü savaş halinde değildik. Bu ülke 41 yıldan bu yana terörle mücadele etti ve terörün istismar ettiği bütün alanları ortadan kaldırdık. Ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Türkiye’nin dört bir tarafına doğusundan batısına üniversiteleriyle, hastaneleriyle, barajlarıyla, fabrikalarıyla hiçbir ayrım yapmadan Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük bir gayretiyle büyük yatırımlar yaptık. Ayrımcılığı ortadan kaldırdık.
Burada özellikle büyük acılar yaşatan, bize trilyonlarca kayıp verdiren terör örgütünün feshi sonrasında terör örgütünün tasfiyesi ile ilgili hukuk devleti çerçevesi içerisinde yasal düzenleme gerekiyorsa bunu Meclis elbette ki yapacaktır ama bunun adı ‘Barış Yasası’ olmaz, ‘Geçiş Yasası’ da olmaz. Çünkü nereden nereye geçiyoruz? Burada rejim değişmiyor. Dolayısıyla terör örgütünün tasfiyesi ile ilgili ihtiyaç duyulan ‘Tasfiye Yasaları’ söz konusu olacaksa olur. Bu da tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kurulan komisyonun çizeceği yol haritası çerçevesi içerisinde gerçekleştirilecek konulardır.
Rojin Kabaiş ile ilgili soruşturma arkadaşlar, telefon incelemesi ile ilgili olarak devam ediyor. OECD Adalet Bakanları toplantısında İspanya Adalet Bakanı ile bir görüşme gerçekleştirmiştik. Bakanı Adalet Bakanlığı’nda ziyaret etmiştim. Orada da konuyu teferruatlı bir şekilde anlatmıştık. İspanya’da bu telefonun çözümü ile ilgili çalışma yapılabileceğini öğrendik. İspanya Adalet Bakanı Sayın Garcia, İçişleri Bakanı ile de irtibat kurarak bu noktada görevlendirmeler yapılmıştı. Biz de telefonu görevlilerle birlikte gönderdik. Şu anda telefon İspanya’da inceleme aşamasında. Son aldığımız bilgiye göre 10 haneli bir şifre kullanıldığına yönelik bir tespit söz konusu. Bu şifrelerin çözülmesi ile ilgili şu anda çalışmalar yapılıyor. Telefondaki şifre çözüldükten sonra dijital incelemeler yapılacak. Daha önce yapılan delil tespitleri vardı, dijital incelemeler vardı; tabii bir sonuca ulaşılamamıştı.
Burada telefonun incelenmesi ile birlikte, telefonun çözülmesi ile beraber konunun aydınlatılması ile ilgili önemli verilere inşallah ulaşabiliriz. Burada Rojin evladımızın hayatını kaybetmesi hepimizi derinden sarstı. Ailesinin acısını buradan bir kez daha paylaşıyoruz, başsağlığı diliyoruz. Evlat acısı tabii ki kolay değil. Onlar da aydınlatılmasını istiyor bir an önce. Bizler de bu geçtiğimiz süreç içerisinde adli tıp incelemeleri, diğer kriminal incelemelerle bir sonuca ulaşılamayınca telefonun şifresinin de çözülmesinin İspanya’da mümkün olduğunu öğrendik ve İspanya adli makamlarıyla adli yardımlaşma kapsamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şifrelerin çözülmesi ile beraber bir sonuca ulaşabilmeyi umuyoruz.
Bu haberler doğru haberler değil. Öyle İmralı’da bir bina yapımı vesaire söz konusu değil. Bunu zaten Cezaevleri Genel Müdürlüğümüz bu haberler yayınlanınca gerekli açıklamaları yapmıştı.