Bir İyilik Hareketi: Vekaletle Kurban / Etiyopya

Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet Vakfımızın başarıyla yürüttüğü projelerden biri olan vekaletle kurban çalışmaları için Necaşi’nin ülkesi Habeşistan’dayız. Yani Etiyopya’dayız.

Habeşistan bizim coğrafyaya çok yakın değil. Evet kilometre olarak uzak bir ülke. Ama gönül coğrafyası olarak bize çok yakın. Çünkü Asr-ı Saadet’ten Osmanlı’ya aramızda oluşan güçlü bağlar var.

Her Cuma günü özellikle selatin camilerinde hutbe öncesi biz Fatiha okurken Peygamber Efendimizin (sas) müezzinlerini, ve özellikle de müezzinlerin piri olarak ifade ettiğimiz Bilal-i Habeşi‘yi asla unutmayız. İlk hicretin yapıldığı yer olarak Habeşistan‘ı ve dönemin kralı Necaşi’yi de asla unutmayız.

Kaynaklarda Necaşi’nin Müslüman olduğu ve vefatı üzerine Efendimiz’in (sas) Medine’de kendisi için gıyabi cenaze namazı kıldığı yer almaktadır. Yine bir gün Habeşistan’dan gelen misafirlerini Peygamber Efendimiz (sas) kendi eliyle ikramda bulunup hizmet etmiş. Bunun üzerine sahabe, “İkram için siz yorulmayın biz bu görevi yapalım” anlamında bir söz söyleyince, Peygamber Efendimiz (sas) Habeşistan halkının o zor günlerde ashabına yaptığı iyiliğin karşılığı ve bir vefa borcu olarak bizzat kendisi hizmet etmek istemiştir.

Diğer taraftan dadısı Ümmü Eymen Habeşlidir. Peygamber Efendimiz (sas) kendisine olan hürmetini “Annemden sonra annemdir” diye ifade edermiş. Tam adı Bereke bt. Sa’lebe b. Amr Habeşiyye. Bu hanım sahabe, Peygamber Efendimizin (sas) hanesinde yetişmenin bereketini bize miras bırakmıştır. Yani O’nun büyüklüğü sadece Efendimize olan hizmeti ve bağlılığı değildir. Bir Müslüman olarak ufkunun da büyüklüğünü bize miras bırakmıştır.

Şöyle ki; Resulullah’ın vefatından sonraki günlerde Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer, zaman zaman onu ziyaret ederdi. Bu ziyaretlerden birinde Ümmü Eymen ağlamış, niçin ağladığını sorduklarında, “Hz. Peygamber’in vefat edeceğini biliyordum, ben vahyin kesilmesine ağlıyorum” demişti. Hz. Ömer’in vefatına ise, “İslâm bugün zayıfladı” diye gözyaşı dökmüştü (İbn Sa‘d, VIII, 226,227).

Ülke nüfusunun 120 milyon civarında olduğu söyleniyor. İlk izlenimlerimiz başkent yeşil bir şehir. Bu mevsimde hava gayet güzel. Tahminlere göre, nüfusun yarısından fazlasının Müslüman, kalan nüfusun çoğunluğunun Hristiyan olduğu ve yine başka inanç mensuplarının da olduğu ifade edilmekte. Çok sayıda yerel dilin olduğu biliniyor. Başkenti Addis Ababa. Anlamı “güzel çiçek” imiş. Burada öğrendiğim özel notlardan birisi de şu idi: Etiyopya, tarihinde işgale uğramış ama asla sömürge olmamış.

Etiyopya geneli vekâletle kurban programı tanıtımı yapıldı. Sonrasında büyükelçiliğimizi ve TİKA’yı ziyaret ettik. Programın tanıtım bölümünde Yüksek İslam Konseyi Başkanı Şeyh Hacı İbrahim Tufa konuşmasında, kendisinin yaklaşık 60 yıl önce köyünde koyunları otlatırken babasından ve büyüklerinden ülkemizle ilgili güzel şeyler duyduğunu, bizi iyi tanıdığını, Türk halkına karşı tarihten gelen apayrı bir sevgilerinin olduğunu ifade etti. Hatta büyüklerinin bir duasını nakletti. Büyükler kendi çocukları için dua ederken şöyle derlermiş: “Allah sizi, Türklerin bizi koruduğu gibi korusun.” Ben bu duayı duyunca açıkçası çok etkilendim.

Şunu bir kez daha yerinde çok net görüyorsunuz ki, şu anda Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet Vakfımızın yürüttüğü iyilik hareketi, ecdadımızın zamanında yaptığı ve bir süre inkıtaya uğrayan iyilik hareketinin devamıdır. Konuşmasının devamında bizi burada misafir olarak görmediklerini, ev sahibi olarak gördüklerini ifade etti.

Kurban Bayramında yapılan bu güzel çalışmadan hariç Ramazan ayında yapılan çalışmalar ve su kuyuları çalışmalarından da övgüyle ve şükranla bahsetti. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında devletimize de teşekkür etti. Ve şunu ekledi: Birçok yere yetişiyorsunuz ama Gazze özelinde devlet ve halk olarak yapmış olduğunuz yardım ve gayretler apayrı bir değere sahiptir. Bunlar için de ayrıca teşekkür ederiz. Lütfen dua etmeye de devam edelim. Çünkü dua büyük bir silahtır, diye konuşmasını bitirdi.

Sayın büyükelçimiz de sahada yapılan güzel çalışmaları ve gayretleri yerinde gördüğünü, buradaki halk ile karşılaştığında bayrağımızın gölgesinde ülkemize karşı büyük bir sevgi olduğunu ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti. Ve Türk halkının emanetlerini buraya getiren Başkanlığımıza ve Türkiye Diyanet Vakfımıza çalışmaları için teşekkür etti.

Etiyopya genelinde 7700 büyükbaş hayvan kesimi için hazırlıklar tamamlandı. Bu da 53.900 hisse yapıyor. Ülkemizden ve Avrupa ülkelerinden personelimiz ile Vakıf gönüllülerimiz de aramızda. Program gereği arkadaşlarımızla birlikte sahada kurban kesim yerlerinde yapılan çalışmaları inşallah yerinde göreceğiz.

Etiyopya izlenimlerimizin ilki için kaleme aldığımız bu yazımızı, Yüksek İslam Konseyi Başkanı İbrahim Tufa Bey’in bir tespiti ile bitireyim:

“Türkiye Diyanet Vakfı‘ndan başka gelen dernekler de var. Ancak hijyen şartlarına en çok dikkat eden sizsiniz.”

Yapılan organizasyonun büyüklüğü, her adımında alınan tedbirler ve yaptıkları ev sahipliği için büyükelçimiz Sayın Berk Baran Bey’in şahsında Etiyopya Din Hizmetleri Müşavirimiz Yaşar Çuhadar Beye teşekkür ederiz. Organizasyonun sağlıklı bir şekilde yürümesi için büyük bir gayret gösteriyorlar. Ayrıca organizasyonun yükünü çeken Türkiye Diyanet Vakfı sorumlularımız Burak İnce ve Seyit Akça kardeşlerimize de çok teşekkür ederiz.

Rabbim ümmetin kurbanlarını ve bütün ibadetlerini makbul eylesin. Kurbanını paylaş kardeşinle yakınlaş şiarıyla yürütülen bu hizmetleri de rızasını muvaffak eylesin.

Habeşistan /  Etiyopya Addis Ababa’dan selam ve hürmetler.