Bir gün Yusuf babasına demişti ki: ‘Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla Güneş’i ve Ay’ı gördüm; onları bana secde ederken gördüm.” (Yûsuf, 12/4) Kur’an’da “kıssaların en güzeli” olarak anlatılan Hz. Yusuf’un hayatı, rüyasını babasına anlatması ve babası Hz. Yakub’un bu rüyayı saklı tutmasını istemesiyle başlar. Hz. Yusuf’un hayatı imtihanlarla doludur. O, kardeşleri tarafından kuyuya atılmış; Mısır’da zindanlara düşmüş, türlü iftiralara uğramış ve bütün bunlara karşı Rabbi olan Allah’a sığınmıştır. Zindanda yıllarca kaldıktan sonra iftiraya uğradığı anlaşılır. Ve küçücükken babasından ve ailesinden ayrı düşen Yusuf, yeniden onlara kavuşur. Yusuf (as) ailesine kavuştuğunda anne babasını tahtına çıkarır ve on bir kardeşiyle anne babası Yusuf’un huzuruna eğilip diz çökerler. Bunun üzerine Hz. Yusuf; “…Babacığım! İşte daha önce gördüğüm rüyanın manası buymuş; Rabbim onu gerçekleştirdi…” (Yûsuf, 12/100) der. Bir rüya ile başlayan kıssaların en güzeli rüyanın gerçekleşmesiyle son bulur.
31 Mart Vakası (1909)
