İnsan biricik bir varlık olsa da evlenme, çocuk sahibi olma gibi dürtülerle toplum içinde yaşamaya mecbur ve istekli bir tabiata sahiptir. İnsanın biricik olmasından farklı bir anlama sahip olan bireyselleşme ise tarihsel süreç içerisinde yabancılaşma gibi sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bireyselleştikçe daha özgür olacağını düşünen ama gittikçe yalnızlaşan bir “yeni insan” ortaya çıkmış, kapitalist propaganda bu yalnızlaşmış bireyi hazlarının peşinden koşmak zorunda hisseden, beğenmediği hiçbir şeyi yapmak istemeyen bir robota dönüştürmüştür. Bu şekilde daha mutlu olacağını zanneden yeni insan daha kaygılı ve depresif bir hâl almış, stres ve kaygı bozukluklarıyla baş edemez duruma gelmiştir. Oysa insanın kendisini hem birey olarak değerli görebileceği hem de İslam ümmetinin ferdi olmaktan gurur duyabileceği bir İslam yorumu ortaya koymak mümkündür. Yapılması gereken şey, Kur’an ve sünnet perspektifini merkeze alarak yeni insanın kabul edebileceği modern bir söylem geliştirmektir.
Dünya Sigarayı Bırakma Günü