BM: Gazze, İsrail’in yasa dışı kısıtlamaları nedeniyle kıtlığın eşiğinde kalmaya devam ediyor

Al-Kheetan, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Gazze’deki çaresiz ve aç insanların, yiyecek almaya çalışırken açlıktan ölme veya öldürülme riskiyle karşı karşıya kalmaya devam ettiğini belirten Al-Kheetan, ABD ve İsrail destekli “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından 27 Mayıs’ta faaliyete geçirilen yardım dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlilerin İsrail ordusu tarafından bombaladığını ve vurulduğunu ifade etti.

Bu can kayıplarının acilen ve tarafsız şekilde araştırılması ve sorumluların hesap vermesi gerektiği çağrısında bulunan Al-Kheetan, “Silahların yasa dışı kullanımı sonucu sivillerin öldürülmesi ve yaralanması, uluslararası hukukun ciddi bir ihlali ve bir savaş suçudur. Gazze’deki Filistinliler, açlık ve diğer yaşamsal ihtiyaçların eksikliği nedeniyle acı çekiyor. Gazze Şeridi, İsrail’in ablukası ile insani yardımların girişi ve dağıtımı üzerindeki devam eden yasa dışı kısıtlamaları nedeniyle kıtlığın eşiğinde kalmaya devam ediyor.” dedi.

Al-Kheetan, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki yerel gıda üretimiyle ekonomiyi sistematik olarak yok ettiğine ve son 20 ayda defalarca zorunlu kitlesel yerinden edilmelere neden olduğuna işaret etti.

İsrail’in, BM ve diğer insani yardım kuruluşlarının çalışmalarına ciddi kısıtlamalar getirmeye devam ettiğinin altını çizen Al-Kheetan, “İsrail, Gazze’ye yiyecek, yakıt ve hayat kurtarıcı yardım getirmelerini ve dağıtmalarını engelliyor. 2 Mart 2025’ten bu yana yalnızca çok az sayıda yardım tırının içeri girmesine izin verildi. Gazze İnsani Yardım Vakfının gıda dağıtım noktalarının ve birkaç BM insani yardım konvoyunun etrafında kaos sahneleri görüyoruz. Özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler bu noktalarda birden fazla zorlukla karşı karşıya kalıyor. Gazzeliler potansiyel olarak ağırlaştırılmış sömürü ve istismara maruz kalma riski altındalar.” diye konuştu.

“Siviller için gıdanın silah haline getirilmesi bir savaş suçu teşkil ediyor”

Al-Kheetan, İsrail’in militarize edilmiş insani yardım mekanizmasının, yardım dağıtımına ilişkin uluslararası standartlarla çeliştiğini, sivilleri tehlikeye attığını ve Gazze’de felaket düzeyindeki insani durumun daha da kötüye gitmesine neden olduğunu belirtti.

“Siviller için gıdanın silah haline getirilmesi, yaşamsal hizmetlere erişimlerini kısıtlama veya engellemenin yanı sıra bir savaş suçu teşkil ediyor ve belirli koşullar altında uluslararası hukuka göre başka suçların unsurlarını oluşturabilir.” diyen Al-Kheetan, İsrail ordusuna, gıdayı almaya çalışan insanlara ateş etmeyi bırakması çağrısında bulundu.

Al-Kheetan, “İsrail, uluslararası hukuk ve insani ilkelere uygun olarak Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarını sürdürmek için ihtiyaç duyulan gıda ve diğer insani yardımların girişine izin vermeli. BM ve diğer insani aktörlerin çalışmaları üzerindeki hukuka aykırı kısıtlamalarını derhal kaldırmalı. Üçüncü devletler, Gazze’deki işgalci güç olan İsrail’in, nüfusa yeterli gıda ve yaşamsal ihtiyaçları temin etme görevini yerine getirmesini sağlamak için somut adımlar atma yükümlülüğüne sahip.” ifadelerini kullandı.

İsrail, Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor

İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana BM ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı’nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi “ölüm tuzakları” olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin veriliyor. Oysa Gazze’nin günlük en az 500 yardım kamyonuna ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor.

Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanının ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırıları aralıksız sürüyor.