İlâhî emirleri melekler ve peygamberlere ileten, bu sebeple Allah’la vasıtasız konuşan vahiy meleğidir. Kur’ân-ı Kerîm’de Cibrîl, Rûhulkudüs, Rûhulemîn, Rûh ve Resul şeklinde ifade edilmiştir.
Arapçada “cebr” (kuvvet) ile alakası dikkate alınarak “ceberûtullah”tan geldiği düşünülmüştür. Yahudi ve hıristiyanlıkta “Geber” (güçlü insan) ile “El”in (Tanrı) birleşimi “Gabriel” kelimesiyle anılır.
Cebrâil, arşı taşıyan “mukarrebîn” meleklerdendir. Makamının yedinci kat gökteki “sidretü’l-müntehâ”da olduğu ifade edilmiştir.
Hz. Zekeriyyâ’ya oğlu (Hz. Yahyâ) olacağını haber vermiş, Hz. Meryem’e Hz. Îsâ’yı müjdelemiş, Hz. Peygamber’e vahiyler getirmiş ve “açık ufuk” (Hira) ile “sidretü’l-müntehâ”da (Miraç) aslî suretinde görünmüştür.
Cebrâil (as) birkaç defa Dihye b. Halîfe (sahâbî) suretine bürünmüş, bu duruma ashaptan bazıları da şahit olmuştur. Medine’de Hz. Peygamber’e (sas) göründüğü bu yere “Makâm-ı Cibrîl” denmiştir.
Kadir gecesinde meleklerle birlikte yeryüzüne inen Cebrail’in (as) adı anılınca “salâtüselâm” getirmek İslâmî bir gelenektir.