

Kararın 22 sayfalık gerekçesinde, Siyasi Partiler Kanunu uyarınca Yüksek Seçim Kurulu denetiminde, Çankaya ve Sarıyer İlçe Seçim Kurullarının onayıyla 24 Eylül’de CHP İstanbul Olağanüstü İl Kongresi’nin ve 21 Eylül’de ise CHP 22. Olağanüstü Kurultayı’nın gerçekleştirildiği anımsatıldı.
Bu yeni kongrelerde il başkanlarının, parti genel başkanının, parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyelerinin seçimlerinin yapılıp sonuçlarının tasdik edildiği belirtilen kararda, iptali istenen eski kurultay ve kongreler için “hukuki yarar” kalmadığını kaydedildi.
Yapılan seçimlerin ilçe seçim kurulu tarafından tasdik edildiği hatırlatılan gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Olağan il kongresinde ve olağan kurultayda seçimleri yapılmakta olan parti organlarının, davalı siyasi parti olağanüstü il kongresinde ve olağanüstü kurultayında seçimlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4-5 Kasım 2023’te yapılan CHP 38. Olağan Kurultayı, 8 Ekim’de yapılan CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi ve 6 Nisan’daki 21. Olağanüstü Kurultayı’nın iptal edilmesinden beklenen hukuki yarar bulunmadığı, davaların konusuz kaldığı anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.”
Birleşen davalarda yer alan bazı davacıların dava açma ehliyetinin (aktif husumet) bulunmadığı aktarılan kararda, davacılardan Lütfü Savaş’ın 38. Olağan Kurultay delegesi olmasına karşın, 11 Aralık 2024’de CHP Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla, yine birleşen davacılardan Yılmaz Özkanat’ın ise 14 Mayıs 2025 tarihli kararla partiden kesin ihraç cezası aldığı, bu nedenle söz konusu kişilerin dava açma ehliyetinin bulunmadığı belirtildi.
Gerekçeli kararda şu tespitlere yer verildi:
“Oy kullanma karşılığında çeşitli taleplerde bulunan delegenin iradesinin fesada uğradığından söz edilemeyeceği, menfaat temin eden kişilerin ahlaki davranmadıklarının değerlendirilebileceği ayrıca seçime hile karıştırma iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. Maddesi uyarınca yargılanabilecekleri değerlendirilmektedir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame ile sanıkların bir kısım delegelere menfaat temin etmeleri sebebiyle seçime hile karıştırdıkları iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. Maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemi ile ceza davası açılmış olup, açılan davada delegelerin iradelerin fesada uğradığına ilişkin kanaat edilemediği anlaşılmıştır.”