GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0536
EURO
48,4720
ALTIN
5.404,66
BIST
11.135,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Çok Bulutlu
19°C
Samsun
19°C
Çok Bulutlu
Salı Çok Bulutlu
20°C
Çarşamba Çok Bulutlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C
Cuma Çok Bulutlu
18°C

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’ye özel bir destek programını başlatıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’ye özel bir destek programını başlatıyoruz
REKLAM ALANI
03.11.2025 11:10
A+
A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde 41. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni’ne katıldı.

Konuşmasının başında, üç kıtanın kalbi olarak nitelediği İstanbul’da misafirleri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, “İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nın 41’incisi vesilesiyle üç kıtanın kalbi güzel İstanbul’umuzda sizleri misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Programımızı teşrif eden her bir konuğumuza yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye’ye ve İstanbul’a sizler hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.” ifadelerini kullandı.

Dünyanın farklı köşelerindeki Müslümanlara selamlarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda alınacak kararların ve yapılacak istişarelerin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

Toplantı organizasyonu kapsamında Cumartesi gününden itibaren birçok panel, oturum ve yan etkinlik düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti;

Ekonomik ve mali iş birliğinden ulaştırma ve iletişime, sürdürülebilir turizmden dijital dönüşüme farklı başlıklar altında fikir ve değerlendirmeler dile getirildi. Bunun için tüm katılımcılara şahsım ve milletim adına canıgönülden teşekkür ediyor, Rabbim emeklerinizi hayra tebdil eylesin diyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen çalışmaların ülkeler arasındaki kardeşliği, muhabbeti ve dayanışmayı güçlendirmesini ve ilişkilere katkı sunmasını temenni ettiğini belirterek, “Tüm bu çalışmaların aramızdaki uhuvveti, muhabbeti ve dayanışmayı güçlendirmesini, münasebetlerimize katkı yapmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'ye özel bir destek programını başlatıyoruz

“Zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu”

Son toplantımızdan bu yana Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada tarihi gelişmelere şahitlik ettik. İSEDAK başkanı sıfatıyla biliyorsunuz yıllarca bu kürsüden sizlere Suriye halkının çektiği çilelerden bahsettim. Yaklaşık 14 yıl boyunca Suriyeli kardeşlerimiz çok ağır bedeller ödediler. Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında 1 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz can verdi. 3,6 milyonu Türkiye’ye olmak üzere milyonlarcası başka ülkelere göç etmek, hicret etmek zorunda kaldı. Bu süreçte Suriyeli muhacirlere ensar bilinciyle ev sahipliği yaptık. Kardeşlik ve komşuluk görevimizi en güzel şekilde yerine getirmeye gayret ettik. Allah’a hamdolsun, sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu.

“Suriye yeniden toparlanma sürecine girdi”

14 yıl boyunca Suriye’yi kan gölüne çeviren mezalim, 8 Aralık devrimi ile birlikte nihayet sona erdi ve Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara’nın dirayetli liderliğinde yeniden toparlanma sürecine girdi. Burada bir kez daha hürriyetleri için toprağa düşen Suriyeli kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum. Suriye’nin uzun bir aradan sonra İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nda temsil edilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.

Türkiye olarak ulaştırmadan eğitime, güvenlikten ticarete, sağlıktan sosyal hizmetlere kadar Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz. Ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması, tüm kesimleriyle Suriyeli kardeşlerimizin kalıcı refaha kavuşması noktasında teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği çok çok önemlidir. Suriye’nin bölge ekonomileriyle entegrasyonu hem Suriye’ye hem de bölgemize somut katkılar sunacaktır. Entegrasyonun en kritik ayağını teşkil eden ulaştırma projelerinin hayata geçirilmesi konusuna yoğunlaşmamız şüphesiz hayati öneme sahiptir.

 

“Suriye’ye yaptırımlar bizim de girişimimizle bir bir kalkıyor”

Şunu da büyük bir memnuniyetle ifade etmek istiyorum; Suriye’de ekonomik kalkınmanın önünde ciddi engel oluşturan yaptırımlar, bizim de gayretlerimizle hamdolsun peyderpey kalkıyor. Gelinen aşamada artık özel sektörün de yatırımlarını Suriye sahasına yönlendirmesini teşvik ediyoruz. Komşumuz Suriye’nin yeniden ayağa kalkması, bir an önce eski günlerine kavuşması temel önceliğimizdir. Bu doğrultuda, İSEDAK çatısı altında bugün Suriye’ye özel bir destek programını da başlatıyoruz. Beşeri ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine katkı yapacak bu programla eğitim, uzman değişimi, ihtiyaç analizi ve fizibilite çalışmaları gibi alanlarda Suriye’ye proje destekleri sunacağız. Programın uygulama aşamasına üye ülkelerimizin inşallah çok kıymetli katkılar yapacağına inanıyorum.

 

“Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacağız”

Bugün ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen kardeşlerimiz de aramızda. Kendilerine de tüm kalbimle hoş geldiniz diyorum. Kıbrıs Türk halkı, İslam dünyasının ayrılmaz parçasıdır. Özellikle bu kimliklerinden dolayı on yıllardır haksız, hukuksuz ve acımasız bir izolasyona tabi tutuldukları ne yazık ki bir hünarca gelişmedir. Ama buna rağmen Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz baskılara boyun eğmediler. Kendi vatanlarında onurluca yaşama iradesinden vazgeçmediler. Egemen eşitliklerini tartışma konusu yapmadılar. Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda Kıbrıs adasının da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Sizlerden Kıbrıs Türklerinin iki devletli çözüm temelinde yürüttükleri hak, özgürlük ve adalet mücadelesine daha fazla omuz vermenizi bekliyorum. İnşallah anavatan ve garantör ülke olarak biz de Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacak, haklı davalarında daima yanlarında olacağız.

“Sorunların üzerine kararlılıkla gitmemiz gerekiyor”

İslam dünyası olarak vicdan ve dirayetimizin, basiret ve metanetimizin sınandığı çok zorlu bir dönemi tecrübe ediyoruz. Bu dönemde birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz, hepimizi ilgilendiren sorunların üzerine kararlılıkla ve sağduyuyla gitmemiz gerekiyor. İnsanlığa rehber, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber-i zişan Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur, “Müslümanların diğer Müslümanlarla ilişkisi birbirine kenetlenmiş bina gibidir.” Evet, aramızdaki münasebetleri öyle bir seviyeye ulaştıralım ki bu bina hep sağlam kalsın, sarsıntılardan, saldırılardan, kundaklamalardan hiçbir surette etkilenmesin.

“Gazze’de hala ulaşılamayan şehit cenazeleri var”

Bunu özellikle şunun için söylüyorum kardeşlerim. Biliyorsunuz, Gazze geçtiğimiz 2 yıl boyunca son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birine sahne oldu. Çoğu çocuk ve kadın, 70 binden fazla Filistinli, İsrail işgal güçlerinin katliamına uğradı. 170 bin kardeşimiz yaralandı. Dev bir enkaz yığınına dönüşen Gazze’de hala ulaşılamayan şehit cenazeleri var. 10 milyarlarca doları bulan büyük bir yıkım söz konusu. Enkazlar kaldırılsa bile anne babaları gözlerinin önünde öldürülen masum çocukların yaşadığı travmanın izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek.

“Attığımız adımlarla zalimlerin karşısına dikildik”

Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığının Gazzelilerin kalbinde açtığı yaralar belki hiçbir zaman tam manasıyla iyileşmeyecek. Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak. Burada şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım; Türkiye, İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi olmuştur. 102 bin tonun üzerindeki insani yardımlarımızla, uluslararası platformlardaki girişimlerimizle, beynelmilel hukuk zemininde attığımız adımlarla zalimlerin karşısına dikildik. Kalıcı ateşkesin temini ve adil bir barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleri ile birlikte Gazze’deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi uluslararası toplumun gündeminde tuttuk.

Bu çabalarımızın olumlu neticelerini de hamdolsun almaya başladık. Bizim de katkı sağladığımız Mısır’ın ev sahipliğindeki Hamas-İsrail görüşmeleri ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bu örnek dayanışmayı önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir şekilde kararlılıkla sürdüreceğimize inanıyorum. Aynı şekilde Amerikan Başkanı Sayın Trump’a da ateşkesin tesisinde ortaya koyduğu iradeden ötürü tekrar teşekkürlerimi iletiyorum. 

 

“Saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız”

Hamas’ın anlaşmaya riayet noktasında oldukça kararlı olduğu görülüyor. Ancak İsrail’in bu konudaki sicilinin çok kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak, gizlenerek, ateşkes anlaşmasından bu yana 200’ün üzerinde masumu katleden, Batı Şeria’da işgal ve saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Şurası bir gerçek ki yalnızca sivilleri değil, barışa giden yolu da hedef alan bu saldırılar, İsrail-Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulma arayışının önüne asla geçemeyecektir. Geldiğimiz noktada Gazze halkına daha fazla insani yardım ulaştırmamız ve akabinde yeniden imar çalışmalarına başlamamız gerekiyor. İsrail hükümeti, bunu da engellemek için elinden geleni yapıyor. Arap Ligi ile İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından hazırlanan yeniden imar planının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

Bilassa, teşkilat ve İSEDAK’ın Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılmasında öncü bir rol oynaması elzemdir. Ne Batı Şeria’nın ilhakına ne Kudüs’ün statüsünün değiştirilmesine ne de ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine zarar verme teşebbüslerine müsaade edemeyiz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devleti kurulana kadar mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz.

 

“Sudan’daki katliamlara sessiz kalamayız”

Bu noktada Sudan’da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El-Faşir’de sivil halka yönelik katliamları göğsünde taş değil, kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız. Sudan’da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam alemine düşüyor. Müslümanlar olarak başkalarından medet ummak yerine sorunlarımızı kendimiz çözebilmeliyiz. Sudan’ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu zor günlerinde Sudan halkının yanında olmamız, insani yardımlarımız ve kalkınma desteklerimizi sürdürmemiz ehemmiyet arz ediyor. Teşkilata üye tüm ülkelerin, kardeşlik hukukumuz çerçevesinde Sudan’ın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için elini taşın altına koyacağına tüm kalbimle inanıyorum.

“İşbirliğinin ne kadar hayati olduğu ortaya çıkmıştır”

Sayısı hızla artan korumacı tedbirlerin etkileri, uluslararası ticarette daha yoğun hissedilmeye başlandı. Küresel salgın öncesindeki 20 yılda yıllık ortalama yüzde 3,7 oranında gerçekleşen küresel büyümenin 2025-2030 döneminde yüzde 3’e ineceği tahmin ediliyor. Bu veriler yalnızca bir ekonomik durgunluğu değil, aynı zamanda küresel ekonomi politikalarının da yeni bir denge arayışını işaret ediyor. Risk ve belirsizliklerle dolu bu manzara karşısında, ülkelerimiz kendi aralarındaki işbirliğinin ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatının geçmiş 50 yılına baktığımızda, ülkelerimizin dünya ticaretinden hak ettikleri payı alamadığı su götürmez bir gerçektir. Bu süreçte teşkilat üyesi ülkelerde ortalama kişi başı gelir bin 169 dolardan 4 bin 453 dolara yükselirken, aynı yıllarda dünya ortalaması 2 bin 611 dolardan 13 bin doların üzerine çıkmıştır. Dünya ticaretindeki payımız ise yüzde 11 seviyesinde kalarak yerinde saymıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasında yüzde 25 olarak belirlediğimiz ticaret hedefinin bir hayli gerisindeyiz.

“Tercihli ticaret sisteminin üye sayısının artırılması çok kıymetlidir”

Dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 60’ına, petrol kaynaklarının yüzde 65’ine, küresel nüfusun yüzde 25’ine sahip olan İslam dünyası, uluslararası ticarette arzu ettiğimiz konuma henüz ulaşabilmiş değildir. Bu durumu değiştirecek adımlar atmamız elbette mümkündür. İSEDAK bünyesinde yürüttüğümüz ortak program ve projeler bu noktada büyük önem arz ediyor. Aramızdaki ticaretin güçlendirilmesi hedefiyle 2022’de devreye aldığımız tercihli ticaret sisteminin üye sayısının artırılması ve kapsamının genişletilmesine yönelik çabalar aynı şekilde çok kıymetlidir. Bu sistemin yeni nesil ticaret anlaşmalarıyla perçinlenmesine dönük gayretlere tüm üyelerin desteğini bekliyoruz. Tercihli ticaret sistemine henüz taraf olmayan ülkeleri aramıza katılmaya, taraf ülkeleri ise ticaret alanındaki işbirliğimizi derinleştirmeye davet ediyorum.

“KOBİ’lerimiz arasında güçlü iş birliği ağları oluşturuyoruz”

İhracat stratejilerinin geliştirilmesi temasıyla yapılacak olan bu yılki görüş alışverişi oturumunun ticarette yeni işbirliği imkanlarını istişare etme ve somut yol haritaları oluşturma noktasında faydalı olacağına inanıyorum. Tabii ihracatımızı çeşitlendirirken yüksek gelirli ve rekabetçi ekonomiler de inşa etmemiz şarttır. KOBİ’lerin finansmana erişimi için İslami finans ürünlerini yaygınlaştırmalı, ihracat kredileri ve sigorta sistemlerini İslami prensiplerle uyumlu hale getirmeliyiz. İSEDAK KOBİ programı ile KOBİ’lerimiz arasında güçlü iş birliği ağları oluşturuyoruz. Henüz dahil olmamış ülkeleri bu programa katılmaya ve yürütülen çalışmalardan istifade etmeye çağırıyorum.

Diğer taraftan, üye ülkelerimiz arasındaki ticaretin artırılmasında helal sertifikalandırma hususu da büyük bir fırsat arz ediyor. Bu amaçla iki yıl önce kurulan Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun teknik çalışmalarını tamamlamasını ve 2026 yılında ilgili faaliyetlerin başlamasını bilhassa önemli görüyorum. Ticari ilişkilerimizi artırmanın bir diğer ayağını ise tahkim mekanizması teşkil ediyor. Şahsen önerdiğim İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezi’nin müşterek çalışmalarımıza önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Merkezin daha fazla tanınması ve tahkim davalarında ilk akla gelen mercilerden biri olması için sizlerin desteğine güveniyorum.

Bu yıl İSEDAK çalışma grupları kapsamında İslam ülkelerinin kalkınması bakımından önem taşıyan pek çok konu ele alındı. Bugüne kadar İSEDAK proje destek programları aracılığıyla tam 180 projeye destek verdik. 56 ülkemizin gerek proje sahibi gerekse yararlanıcı sıfatıyla bu faaliyetlerde yer almış olmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu sene İSEDAK proje finansmanı kapsamında 23 projeyi daha inşallah hayata geçiriyoruz. İSEDAK Kudüs programı çerçevesinde uygulamaya koyduğumuz 20 projeye bu yıl 8 projeyi daha ilave ediyoruz. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyor, bu projelerde emeği geçen her bir kardeşime gönülden teşekkür ediyorum.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.