

Modern insanın âdeta bir uzvuna dönüşen akıllı telefonların ve tabletlerin kullanım oranı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün artmaktadır. Dijital mecralarda yaptığımız aramaların, arkadaş ortamında konuştuklarımızın ve gündemimizde olan şeylerin reklamının kısa zaman sonra karşımıza çıkması, sistem yöneticilerinin artık gemi azıya aldığını, ilgi ve bağımlılıklarımızı açıkça satışa çıkardığını gösteriyor. Ürettiğimiz şeylerin esiri olmuş bir durumdayız. Bu esaretin, gönüllülüğümüzden beslenmesi onu zorbalık olmaktan çıkarmaz. Şirketler modern insanın hayatını daha konforlu hâle getirmek üzere müşterilerine imkân sunmak karşılığında onların kişilik özelliklerinden davranış kalıplarına kadar pek çok özel hayat bilgisine sahip oluyor. Dijital izlerimiz, alışkanlıklarımız şirketlerin elinde birer ticari metaya dönüştürülüyor. Bir insanın uyuşturulup ardından sömürülmesi anlamına gelen bu süreç, yeni tür bir zorbalık biçimi olarak karşımızda duruyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı (1983)