İstanbul Büyükçekmece’de Mimar Sinan tarafından yapılan tarihi eserleri sizler için derledik.
İstanbul Büyükçekmece’de Mimar Sinan’ın dört eserine navigasyonla “Büyükçekmece kültür yolu” araması ile gidebilirsiniz. Ücretsiz otoparkında olduğu alanda Kültür yolu yazısından içeriye girdiğinizde sağ tarafınızda Sokullu Mehmet Paşa Camii sizi karşılayacak.
Sokullu Mehmet Paşa Camii 1567 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
İstanbul Büyükçeşme’de bulunan cami halk arasında Köprübaşı Camii olarak da bilinmektedir.
Köprübaşı Camii’nin en önemli özelliği, minaresinin tek parça taşın oyulması ile yapılmasıdır.
Bu özelliği ile Türkiye’de tektir. Dünyada bir başka benzeri sadece Mısır’da bulunmaktadır.
Köprübaşı Camii, İstanbul’da Sokullu Mehmet Paşa adıyla yapılmış üç camiden birisidir.
Caminin hemen ön tarafında bulunan Kanuni Sultan Süleyman Çeşmesi, beyaz mermerden inşa edilmiş, 6 metre yüksekliğinde üç kanattan oluşmaktadır.
Çeşmeye ismini veren Kanuni tarafından 1566 yılından Zigetvar Seferi’ne çıkarken Kervansaray ve köprü ile birlikte Mimar Sinan tarafından inşaa edilmiştir. Halen içme ve kullanma suyu olarak faal durumdadır.
Çeşmenin hemen yanında bir diğer ihtişamlı eser Kurşunlu Han bulunmaktadır.
Sultan Süleyman Kervansarayı çatısı kurşunla kaplı plduğu için Kurşunlu Han olarak da anılmaktadır.
16. yy’da Osmanlı döneminde, Asya ve Avrupa ticaret yolları üzerinde İstanbul’un Avrupa çıkışındaki büyük konaklama yeri olarak hizmet vermekteydi. Avlusuz, kapalı tip bir kervansaraydır. Bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla ve derz kullanılarak inşa edilmiştir. Arka cephesinde iki sıra halinde pencere bulunur. Hayvanlar ve yükler için Kervansaray’ın tam ortasında geniş bir alan mevcuttur. Burası bir sıra beton direkle ikiye ayrılmıştır. Yolcular bu kısma yüklerini ya da hayvanlarını bırakabiliyordu. Duvarlarına ocaklar ve nişler inşa edilen kısmı ise dinlenme ve uyuma bölümü olarak kullanıyorlardı.
Kervansaray 1566 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
Kervansaray günümüzde de kültürel ve sanatsal faaliyetler için kullanılmaya devam edilmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan’ın heykellerinin bulunduğu meydanda ilerlerken deniz manzarası eşliğinde yürüyüş yollarına vakit geçirebilir, dilerseniz yöresel ürün yerlerinde çay içip yemek yiyebilirsiniz.
Büyükçekmece Köprüsü olarak da bilinen Kanuni Sultan Süleyman Köprsüsü, günümüze ulaşan muhteşem bir mimari örneğidir.
Kanûnî Sultan Süleyman Büyükçekmece’deki eski köprünün harap halde olduğunu ve yolcuların büyük zorluklarla buradan geçebildiklerini görerek yeni bir köprü inşası için ferman verdiğinde Mimar Sinan yeni köprünün her ayağı için “bir kalyon” büyüklüğünde kalıp sandıkları yaptırmış, bunların içlerine 2-3 insan boyu kazıklar çakılmış ve aralarına kurşun akıtılarak birbirlerine bağlanmıştır.
Kanûnî Sultan Süleyman çıktığı Zigetvar seferinde vefat ettiğinden köprünün inşası oğlu Sultan II. Selim tarafından tamamlatılmıştır.
Evliya Çelebi’nin “ibretnümâ” olarak vasıflandırdığı köprü, Osmanlı döneminde Rumeli’ye yapılan seferlerin çoğunda kullanılmştır.
Osmanlının mimarbaşı olan Mimar Sinan bu esere “Köprü, eserlerimin içinde şaheserimdir.” dediği, ifade edilmektedir.
Büyükçekmece Köprüsü, Başmimar Koca Sinan’ın yaptığı tüm eserler içinde imzasını attığı tek eser olarak günümüze ulaşan güzide bir yapıttır.
Büyükçekmece ilçesinin sembolü haline gelen köprüde şuan restore çalışmaları olduğu için üzerinde yürüyemesinizde, her noktadan ihtişamını seyredebilirsiniz.
