Ebû Hüreyre (ra): Kedicik Babası

İslam’la tanışmadan evvel “Abdüşems/güneşin kulu” derlerdi ona, İslam’dan sonra “Abdurrahman/Rahmân’ın kulu” oldu. Bir de kedicikleri vardı çok sevip de kucağından indirmediği. İsminden çok künyesiyle bilinirdi, “kedicik babası” yani “Ebû Hüreyre” idi o. Yemen’den gelip de Peygamber’ine (sas) iman ettiğinden beri Nebî’nin hemen yanında suffede yaşar, onun hizmetinde bulunurdu. Gündüzleri Peygamber’inin yanından ayrılmayan Ebû Hüreyre gecesini de üçe ayırır, bir kısmında namaz kılar, bir kısmında uyur, kalanında da Allah Resûlü’nün sözlerini müzakere ederdi. (Dârimî, Mukaddime, 27) Onun en büyük varlığı, hafızasına işlediği, her biri birbirinden değerli olan, Allah Resûlü’nün mübarek sözleriydi. Nebî’nin vefatından sonra da Ebû Hüreyre Mescid-i Nebevi’de hadisleri nakletmeye devam etti. Çok sevdiği Peygamber’i (sas) ile hangi güzel anısı gözünde canlanırdı bilinmez, Mescid-i Nebevî’de hadis naklederken Ebû Hüreyre gözyaşlarına hâkim olamazdı. (Hâkim, Müstedrek, I, 418)

5. Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in vefatı (1971)
6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün vefatı (1987)