Evlilik ve Denge

Abdullah b. Amr b. Âs (ra)’den rivayet edildiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur: “Dünya nimetlerle doludur. Onun en gözde nimeti de saliha kadındır (Müslim, Rada’, 64).

İslam, hayatın her alanı ile ilgili bazen emir bazen de tavsiye niteliğinde öğütlerde bulunur. Sosyal hayatın ve toplumsal dengenin korunabilmesi için neslin devamını sağlayan evlilik de bu alanlardan bir tanesidir. Allah Resulü (sas), evliliğin kendi sünneti olduğunu ifade ederek içinizdeki bekarları da evlendirin diye tavsiyelerde bulunmaktadır. Evliliğin en önemli saç ayakları, eşlerdir. Birbirine sevgi ve sadakatle bağlı olan, çocuklarının terbiyesi ve öğretimi ile ilgilenen eşlerin topluma katkıları çok büyük olmaktadır.

Evlilik iki kişinin ortaklığı ile kurulu olsa da, “yuvayı dişi kuş kurar” ifadeleri, kadının evlilikteki fonksiyonunun ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermektedir. Hz. Muhammed (sas), saliha bir kadının dünyada sahip olunan nimetler içerisinde en gözde nimetlerden biri olduğunu bizlere haber vermektedir. Bu durum da gösteriyor ki, evlilikte en önemli unsur kadın unsurudur. Kendisinde huzur bulunan, güler yüzü ile mutlu olunan, etrafına ışık saçan bir nimettir saliha bir kadın. Evin bereketi, ailesinin şefkat yüzü ve çocuklarının annesidir saliha bir kadın.

Saliha bir kadın, eşi ile kendilerine çok güzel bir dünya kuran ve bu dünyanın en güzel nimetleri olan çocuklarını yetiştiren kadındır. Bir çocuğun dünyaya gelişi esnasında annenin zahmeti ve fedakarlığı ile çektiği sıkıntılara göğüs geren hali evlilikteki ağır rolünü de bizlere göstermektedir. Bundan dolayıdır ki Allah Resulü (sas), birçok hadisinde erkekleri uyararak, kadınlara iyi davranmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.

Evlilik bir ortaklık akdidir. Birbirlerini az tanıyan, farklı aile ve çevrelerde yetişmiş iki insanın, bundan sonraki hayatlarını birlikte devam ettirmek üzerine imzaladıkları bir antlaşmadır. Bir insanın hayatına ortak olmasıdır. Sevgine, üzüntüne, sıkıntına ve hayatının her anına ortak olmasıdır. Birlikte yaşam sevgi, saygı ve fedakarlık gerektirir. Kendini tanıyan, rabbini tanıyan, anlayışlı bir insanla sürdürülecek evlilik dünyanın en büyük nimetlerinden birisidir. Burada her ne kadar kadın ifadesi kullanılsa da aslında erkek için de aynı şeyler geçerlidir.

Evlilik, hak ve hukuk üzerinden konuşulacak bir konu olmamalıdır. Elbette ki her alanda olduğu gibi, evliliğin de kendine ait bir hukuki metni vardır. Herhangi bir sorun karşısında bu hukuk sistemi devreye girmektedir. Fakat evlilik, sevgi ve muhabbet üzerine kurulu olmalıdır. Her iki tarafın da yeri geldiğinde haklarından feragat ve fedakarlık gösterebileceği bir birliktelik üzerine kurulması gerekmektedir. Evlenmeden önce, hayatın her alanı ile ilgili yapılacakları maddelere döken ve bu şekilde bir evliliği gözlerinde canlandıran kardeşlerime o antlaşmanın maddelerinin hükümsüz olduğunu haber vermem gerekecektir. Bir adım sen atacaksın, bir adımı da o atacaktır.

Bir tarafın yok sayıldığı, ezildiği, hakarete uğradığı bir birlikteliğin adı evlilik değildir. Allah Resulünün bizden istediği evlilik de bu değildir. İçinde çocukların büyüyeceği, şefkat ve merhamet ile yoğrulmuş iki gönlün sevgisi üzerine kurulmuş sıcacık bir yuvadan ibarettir evlilik. Böyle bir evliliğin şifresi de saliha bir kadın ve salih bir erkekten oluşmaktadır.

Rabbim evlerimizi ve evliliklerimizi içinde huzura erdiğimiz ve huzur bulduğumuz sevgi üzerine kurulmuş evlerden eylesin. Ev kurmak ve evlenmek isteyenlere de huzur bulacakları eşler nasip etsin. Dengeyi koruyacak ve dengeleyecek bir evlilik temennisi ile inşallah…