Gerçeklikten Uzaklaşmamak İçin!

Peygamber Efendimiz (sav)’in aynı gün içinde oruç tutan, hasta ziyareti yapan, cenazeye katılan ve bir yoksulu doyuran var mıdır sorularının hepsine “ben” cevabını veren Ebu Bekir (ra) hakkında; “Bu hasletleri üzerinde toplayan kişi cennete girer.” buyurduğu anlatılmaktadır. (Müslim, Fedailü’s Sahabe, 12)

Hep aynı çevrelerde, aynı statüde olan insanların arasında kalmak insanı gerçeklerden ve gerçeklikten uzaklaştırabilir!

Ekonomik olarak birbirine yakın muhitlerden çıkmamak da böyledir.

Peygamber Efendimizin yoksulu doyurma, hasta ziyareti gibi tavsiyelerine bu gözle de bakmak gerekir!

Nisa Süresi 29. Ayette “Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin!” ifadesinden sonra gelen “Kendinizi öldürmeyin!” uyarısı oldukça dikkat çekicidir.

Garip, muhtaç ve mazlumların derdiyle dertlenmek hem imanımızın gereği hem de insanlığımızın göstergesidir.

Zor günlerde yetimi ve yoksulu doyurmadan sarp yokuş aşılamaz! (Beled, 13-16)

Sarp yokuş aşılmadan da iman kıymet kazanamaz!

Mal mülk biriktirip saydıkça sayan; malıyla mutlu olup ölümü unutan kişi büyük bir yanılgı içindedir!

Hümeze Suresinde böyleleri için; “Yazıklar olsun!” denir.

Gerçeklikten kopmak bir müddet sonra dünyayı yaşanmaz hale getirebilir.

Böyleleri için ahiret zaten dayanılmaz olacaktır.

“…İnsanlardan öylesi var ki ‘Rabbimiz! Bize (vereceğini) dünyada ver.’ der. Böylesinin ahirette hiçbir payı yoktur. Onlardan bir kısmı da şöyle dua eder: ‘Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver; ahirette de iyilik ver! Bizi cehennem azabından koru!’ İşte onlar için kazandıklarından bir pay vardır. Allah, hesabı hızlı olandır.” (Bakara, 200-202)