“Bir şeyin etrafında dönmek, dolanmak” manasındaki eski Sâmî tabir olan “hvg” kökünden türemiştir. Kutsal mekânları dinî maksatla ziyaret edenlere “hacı” denir.
Tarihi Hz. Âdem dönemine kadar uzanan hac ibadeti için insanları Mekke’ye davet eden ilk kişi Hz. İbrâhim’dir. İmkân bulanların haccetmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.
Hac üç çeşittir; İfrad: Umre olmadan hac yapılır. Temettu: Umre ve hac ayrı ihramla yapılır. Kıran: Tek niyetle umre ve hac bir ihramla yapılır.
“Ey İbrahim! İnsanlara haccı ilan et, gerek yaya olarak gerekse yorgun argın develer üzerinde uzak yollardan gelerek sana ulaşsınlar. Böylece kendileri için faydalı olan şeyleri açık seçik görsünler ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini anmaları (kurban kesmeleri) için sana (Kâbe’ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yiyin hem de yoksula, fakire yedirin. Sonra kalan hac fiillerini tamamlayıp temizlensinler, adaklarını yerine getirsinler ve o kadîm evi (Kâbe) tavaf etsinler.” (Hac, 22/27-29)