Hac, İslam’ın beş temel esasından biridir. Gücü yetenlerin Kâbe’yi ziyaret etmesi Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır. Hac, dünyaya ait her şeyi terk ederek Allah’ın emrine uymak ve O’nun rızasını kazanmak üzere çıkılan kutlu bir yolculuktur. Bu yolculuğun her bir durağında hayatımıza rehberlik edecek nice ibret ve hikmet vardır. Hac yolculuğu kefen misali ihrama girmekle başlar. İhrama giren kişi, âdeta mahşerin yaşandığı Arafat’a yönelir. Arafat vakfesi bize mahşer günü Rabbimizin huzurundaki hesabı hatırlatır. Mina’da attığı her taş, şeytan ve taraftarlarına karşı duruşun sembolüdür. Kestiği kurbanla Allah’a yaklaşma arzusunu gösterir. Kâbe’yi tavaf ederken, ilahi iradeye teslim olur. Safa ile Merve arasında sa’y eden hacı, Allah’ın rahmetini ve manevi kurtuluşu arar. Mümin bu yolculukta haccın kendisine öğrettiği hakikatlerden hissesine düşeni alır. İmanını ve kulluk şuurunu diri tutar. İman ve ahlak bakımından olgunluğa ermenin huzurunu yaşar.
Bir Hadis: İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak. (Buhârî, Îmân, 2)