

Nefes aldığımız müddetçe her an, her yerde ve her koşulda kulluğumuzun bilincinde olmamız gerekir. Kimi zaman nimetlerin bolluğundan, kimi zaman dünyanın süsüne aldanmaktan, kimi zaman da şeytanın telkinlerine ve nefsimizin ihtiraslarına kapılmaktan kul olduğumuzu unutuyoruz. Bir çırpıda geçip gidecek olan ömür sermayemizi hoyratça kullanıyoruz, hesap gününün sahibinin huzuruna hiç çıkmayacakmışız gibi. Henüz vaktimiz varken, geri dönülmez yola girmemişken, yapacağımız en akıllıca şey kendimizle hesaplaşmak ve kulluğumuzu sorgulamak. Dünyalık küçük hesapları bir kenara bırakarak gönlümüzü, aklımızı, vicdanımızı diri tutacak ciddi bir muhasebe yapmak. Âdil halife Hz. Ömer’in yaptığı ve tavsiye ettiği gibi daha dünyada iken kendimizle hesaplaşmayı göze almak gerek: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü kıyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25)
Miladi Yılın Son Günü