Hz. Muhammed (sas) Rabbinden aldığı emirle insanları, bir olan Allah’a inanmaya ve yalnızca O’na ibadet etmeye davet ediyordu. Mekkeli müşrikler bu çağrıya kulak vermediler. Müminlere her türlü baskı, zulüm ve işkenceyi reva gördüler. Mekke’de İslam’ı özgürce yaşama imkânı kalmadı. Bunun üzerine önce sahabe-i kiram sonra da Resûl-i Ekrem (sas) vefakâr insanların şehri Yesrib’e hicret etti. İslam’ın yüce değerleri oradan yayıldı dünyanın dört bir köşesine. Hicret sadece bir mekândan diğerine yapılan fiziki bir yolculuk değildir. Zorluk ve sıkıntılardan rahatlık ve kolaylığa bir kaçış asla değildir. Hicret, inanç ve idealler uğrunda yeni ufuklara doğru zorlu bir yolculuktur. Hicret, Allah’a imanın, sadakat ve teslimiyetin, sabır ve sebatın göstergesidir. Batıldan uzaklaşıp hakka ve hakikate yönelmenin nişanesidir. Hicri yılın bu ilk gününde biz de geride bırakılan bir ömrün muhasebesini yapalım. Haramlardan ve günahlardan, helal ve tertemiz bir hayata hicret edelim.
HİCRİ YILBAŞI