İnsanlık Hâli ve Zamanın Ruhu Zaman değiştikçe insanlar da değişiyor. Teknolojinin ilerlemesi, hayat standartlarının yükselmesi ve bilgiye ulaşımın kolaylaşması insanları daha bilinçli hale getiriyor gibi görünse de, bir yandan da..
Zaman değiştikçe insanlar da değişiyor. Teknolojinin ilerlemesi, hayat standartlarının yükselmesi ve bilgiye ulaşımın kolaylaşması insanları daha bilinçli hale getiriyor gibi görünse de, bir yandan da yalnızlaştırıyor. Eskiden dostluklar göz göze, diz dize kurulurdu; şimdi ise ekranlar araya girdi, sohbetler yüzeysizleşti. Oysa Allah Teâlâ, insanoğlunu bir araya gelip tanışsınlar, yardımlaşsınlar diye halk etti:
“Ey insanlar! Şüphesiz biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi kavimler ve kabileler hâline getirdik. Şüphesiz Allah katında en değerliniz, O’na karşı en çok takvâ sahibi olanınızdır…” (Hucurât, 13)
Bugünün insanı hızın ve rekabetin içinde kaybolmuş durumda. Daha çok kazanmak, daha çok tüketmek, daha çok beğeni almak için adeta bir yarışın içine giriyoruz. Fakat bu yarışın sonunda ne var? Mutluluk mu, huzur mu, yoksa tükenmişlik mi? Oysa Efendimiz (s.a.v.), dünya hırsına kapılıp ahireti unutan insanlara şu uyarıyı yapmıştır:
“Ademoğlu der ki: Malım! Malım! Hâlbuki ey Ademoğlu! Senin malından ancak yediğin ve tükettiğin, giyip eskittiğin ve sadaka olarak verip ahirete gönderdiğin senindir.” (Müslim, Zühd, 3)
Eskiden mahallede bir cenaze olduğunda herkes cenaze evine koşardı. Şimdi ise insanlar bir taziye mesajı yollayıp hayatına devam ediyor. Komşuluk, akrabalık, dostluk gibi değerler yavaş yavaş eskiyor. Oysa Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), komşuluk ilişkilerinin önemini şu sözleriyle vurgulamıştır:
“Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi o kadar tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb, 28)
Peki, suç kimin? Zamanın mı, teknolojinin mi, yoksa biz insanların mı? Belki de hepimizin. Çünkü değişen sadece zaman değil, bizler de ona ayak uydururken ahireti unutuyoruz. Oysa Allah Teâlâ bizleri sadece dünya için yaratmadı:
“Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise takvâ sahipleri için daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdirmeyecek misiniz?” (En’âm, 32)
Belki de çözüm çok basit: Arada bir telefonları kapatıp sevdiklerimize vakit ayırmak, komşularımıza hâl hatır sormak, geçmişin güzelliklerini hatırlamak ve yeniden canlandırmak. En önemlisi de dünyaya geliş gayemizi unutmamak. Çünkü insan, ancak Allah’a yöneldiğinde, O’nu zikrettiğinde gerçek huzuru bulur:
“Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.” (Ra’d, 28)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.