İbrânîce “serâf” (kul) ile “Îl”in (Tanrı) birleşiminden oluşan “Allah’ın kulu” ya da “yok etmek, yakıp yıkmak, tasfiye etmek” anlamındaki “serâf”tan (ç. serâfîm) türediği düşünülmektedir.
Dört büyük melekten biri olup kıyamet gününde sûra (nâkûr) üflemekle görevlidir. Levh-i mahfûzla ilgili görevleri bulunduğu da ifade edilmiştir. (M. Muhammed Sübkî, V, 178)
Görevini yaparken sağında Cebrâil (as), solunda da Mîkâil (as) bulunacaktır. (Ebû Dâvûd, Ḥurûf, 1) Allah’ın “üfle!” emrini beklemektedir. (Müsned, III, 73)
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçmemekte, ancak yapacağı görevden söz edilmektedir.
“(O gün) sûra üflenecek, ardından -Allah’ın diledikleri dışında- göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp ölecek; sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar.” (Zümer, 39/68)
Melekü’s-sûr, sâhibü’s-sûr, sâhibü’l-karn olarak da bilinen İsrafil (as), “ihya” (hayat verme) fiilinde görevli olup ölümden sonraki dirilişimizde vazifelidir.