

AA muhabirine konuşan Filistinliler, ailelerinden ve evlerinden koparıldıklarını ve onlarca yıl boyunca kendilerini barındıran kampın dışındaki yaşama uyum sağlayamadıklarını ifade etti.
İsrail, 21 Ocak 2025’ten bu yana, Batı Şeria’nın kuzeyinde saldırılarını sürdürüyor. Önce Cenin Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırılar, ardından Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarına yöneldi ve yüzlerce evin yıkılmasına, 50 binden fazla Filistinlinin yerinden edilmesine yol açtı.
Saldırılar, binlerce konutun tahrip edilmesine ve kampların coğrafi ile demografik yapısının değiştirilmesine neden oldu. Yeni yollar açıldı ve çok sayıda ev sistematik olarak yıkıldı.
Bu saldırılar, 8 Ekim 2023’te başlayan ve iki yıl süren Gazze’ye yönelik soykırım saldırılarıyla eş zamanlı olarak yürütüldü.
Batı Şeria’daki saldırılarda en az 1069 Filistinli yaşamını yitirdi, yaklaşık 10 bin kişi yaralandı, 1600’ü çocuk olmak üzere 20 binden fazla kişi ise gözaltına alındı.
Tulkerim Valisi Abdullah Kamil, ekim ayı sonunda yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının Batı Şeria’nın kuzeyindeki mülteci kamplarına yönelik saldırılarını, 2026 Ocak ayı sonuna kadar uzattığını Filistinli yetkililere bildirdiğini duyurdu.
“İşgal güçlerinin saldırıları uzatma kararı, kamplara ve genel olarak Tulkerim’e yönelik bu suçları sürdürme konusunda ısrarın bir göstergesi” olduğunu ifade eden Kamil, Filistin halkına yönelik sistematik saldırıların her yerde devam ettiğini vurguladı.
Vali Kamil, “Bu uzatma, kamplarda yaşayan ve zorla yerinden edilen halkımıza karşı işlenen suçların sürekliliğini sağlamak dışında bir şey değildir. Altyapının tahrip edilmesi, halkın evsiz bırakılması ve ortaya çıkan ağır insani koşullar kabul edilemez.” değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası topluma ve insan hakları ile insani yardım kuruluşlarına acilen harekete geçmeleri çağrısında bulunan Kamil ayrıca, Tulkerim ve kamplarındaki saldırıların sonlandırılmasını istedi.
Nur Şems Mülteci Kampı’ndan göç etmek zorunda kalan Ummu Ali Musa Kalensuva, içinde bulundukları durumu, İsrail’in yargılama olmaksızın sürekli uzatabildiği “idari tutukluluk” uygulamasına benzeterek, “idari göç” olarak tanımladı.
Kalensuva, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bu göç hayatına daha fazla katlanamıyoruz. Ruhsal olarak çökmüş durumdayız, çocuklarımız ve yaşlılarımız var. Kış yaklaşıyor, ardından ramazan. Kasım’da geri dönmeyi umuyorduk, ama işgal güçleri saldırıyı uzattı.” dedi.
Gözyaşları içinde devam eden Kalensuva, “Evde herkes ağlıyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Aylardır sürgündeyiz, bu yeterli değil mi?” sözleriyle içinde bulundukları durumu dile getirdi.
Yerinden zorla edilen bir diğer bir Filistinli Şukri Gannam ise “Biz göçmen değiliz, sürgün edilmiş insanlarız. Halimizi nasıl anlatayım bilemiyorum. Hiçbir gerekçe olmadan kamptan zorla çıkarıldık.” diye konuştu.
Gannam, “Evlerimiz yerinde olmasa bile kampımıza dönme hakkımız var. Bu acı yeter. Bu dağınıklık ve bu ızdırap artık bitsin” diyerek uluslararası kuruluşlara duruma acil müdahale etmeleri çağrında bulundu.
Konuşmasını titrek bir sesle sürdüren Gannam, “Kampta sadece birkaç metre uzaklıktayım ama oraya giremiyorum. Kamp yıkıldı, evler yakıldı, yollar hayallerimizin üzerinden geçti. Ne kaldı ki?” şeklinde konuştu.
Kamptan zorla çıkarılan genç Filistinli Dana Musa da “Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Evlerimize dönme talebimizi dile getirmek için bir oturma eylemi düzenledik. Tüm kurumlara çağrıda bulunuyoruz. Bu zorunlu göç hemen durdurulsun.” dedi.
İsrail’in Filistinlileri sürekli olarak dağınık şekilde tutmak istediğini vurgulayan Musa, “Susmayacağız. Açıkça görülüyor ki işgalciler bizi sürekli dağınık ve köksüz halde tutmak istiyor. Zorla evlerimizden çıkarıldık ve bugün bize ait olmayan evlerde, bize yabancı insanların arasında yaşıyoruz. Kamptan yıllarca uzak kalma fikri bile korkutucu.” ifadelerini kullandı.
Kamptan göç etmek zorunda kalan bir diğer Filistinli Nihayet Gannam da “Hiçbir uyarı yapılmadan, eşimin ve benim nice emeklerle kurduğumuz ev yıkıldı. Hayallerimizi ve sahip olduğumuz her şeyi yok ettiler. Evden hiçbir şey alamadık. Çocuğum bisikletini, kızım da bebeğini ve eşyalarını soruyor. Ne yapabilirim ki? Her şey gitti.” diye konuştu
Geri dönme arzusunu dile getiren Gannam, “Yine de kampımıza geri dönmek istiyorum. Evimin enkazına gidip aramak, ayakta durmak ve kampımda yeniden yaşamak istiyorum.” dedi.
İsrail ordusu, 21 Ocak’tan bu yana Batı Şeria’nın kuzeyinde, Cenin Mülteci Kampı’ndan başlayarak Tulkerim ve Nur Şems kamplarına doğru genişleyen saldırılarını sürdürüyor. Saldırılarda yüzlerce ev yıkılırken, 40 binden fazla Filistinli yerinden edildi.