Gazze’deki Filistin Hükümetinin Medya Ofis Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in 22 aydan uzun süredir Gazze’de sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verdi.
İsrail’in devam eden saldırılarında sağlık çalışanlarının doğrudan hedef alındığını kaydeden Sevabite, bu durumu “tam anlamıyla bir savaş suçu ve uluslararası insan haklarının ağır ihlali” şeklinde niteledi.
Sevabite, Gazze’de (İsrail saldırılarında) 7 Ekim 2023’ten bu yana 1581 sağlık çalışanının öldürüldüğünü ifade ederek, bunlar arasında 157 doktor, 366 hemşire, 103 eczacı, 254 tıbbi asistan ve 611 idari sağlık personeli olduğunu ifadelerini kullanırken, diğer kayıpların da farklı alanlarda görev yaptığını belirtti.
Gazze’de İsrail’in yürüttüğü soykırım sürecinde 88’i doktor 362 sağlık personelinin alıkonulduğuna dikkati çeken Sevabite, alıkonulanlar arasında 132 hemşirenin bulunduğunu aktardı.
İsrail ordusunun 72 sağlık asistanı ve 47 idari çalışanı alıkoyduğu bilgisini veren Sevabite, diğer alanlarda çalışan birçok sağlık personelinin de Gazze’de alıkonulduğunu hatırlattı.
Sevabite, İsrail’in sağlık personelini hedef alarak “sivilleri Cenevre Sözleşmeleri’nde tanınan tedavi ve sağlık hizmetlerinden mahrum bıraktığını ve insani felaketini derinleştirdiğini” dile getirdi.
Alanında uzman ve tanınmış birçok doktor, saldırılarda veya alıkonulma sonrasında yaşamını yitirdi. Bu isimlerden bazıları ise şu şekilde:
Şifa Hastanesi Ortopedi Bölüm Başkanı Burş, Aralık 2023’te gözaltına alındıktan aylar sonra Mayıs 2024’te İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti.
Burş, Gazze’nin kuzeyindeki Nuseyrat bölgesinde bulunan El-Avde Hastanesi’nde çalışırken alıkonulmuştu.
Çocuk cerrahisi ve genel cerrahi uzmanı Gazaat, 12 Mayıs 2024’te Deyr el-Belah’taki İsrail hava saldırısında diş hekimi oğlu Yusuf ile birlikte öldürüldü.
Tıp eğitimini Mısır ve İngiltere’de alan Gazaat, Şifa Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümünün kurucuları arasında yer alıyordu.
Kadın hastalıkları uzmanı Rantisi, alıkonulduktan sonra 17 Kasım 2024’te İsrail hapishanesinde işkence sonucu yaşamını yitirdi.
Kemal Advan Hastanesine yapılan baskında gözaltına alınan Rantisi, aynı hastanenin doğum servisi başkanlığını yürütüyordu.
Kadın hastalıkları uzmanı Feravne, 15 Ekim 2024’te Gazze’nin Tel el-Heva semtindeki evine düzenlenen hava saldırısında eşi, çocukları ve torunlarıyla birlikte öldürüldü.
Gazze’deki İslam Üniversitesi Tıp Fakültesinde Öğretim Üyeliği yapan Feravne, fakülte dekanlığı görevini de üstlenmişti.
Şifa Hastanesi Dahiliye Bölüm Başkanı Leb, 18 Kasım 2024’te İsrail saldırısında öldü.
Şeyh Hamed Rehabilitasyon ve Protez Hastanesinin yönetimini üstlenen Leb, Endonezya Hastanesindeki doktorların eğitimiyle ilgileniyordu.
İsrail ayrıca Gazze’de hayati önem taşıyan görevler üstlenen doktorları alıkoymaktan da geri durmadı. Bu isimler de şöyle:
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi Müdürü Ebu Safiyye, İsrail ordusu tarafından 24 Aralık 2024’teki baskın sırasında tutuklandı.
Saldırıları sonrasında hastanenin birçok bölümü hizmet dışı kalmıştı.
Ebu Safiyye daha önce 24 Kasım’da İsrail ordusunun hastaneye yönelik saldırısı sırasında yaralanmış olmasına rağmen görev yerini terk etmeyi reddetmişti. Gazzeli doktor, aynı süreçte bir başka baskında oğlunu kaybetmişti.
İsrail makamları Ebu Safiyye’yi şubat ayında “yasa dışı savaşçı” iddiasıyla gözaltına almış ve daha sonra işkence ve tıbbi ihmal gibi ihlallere maruz kaldığı ortaya çıkmıştı.
Ebu Yusuf Neccar Hastanesi Müdürü ve Gazze’deki sahra hastanelerinin yönetiminden sorumlu Hams, İsrail ordusuna bağlı bir askeri birim tarafından 21 Temmuz’da doktorluk görevi sırasında gözaltına aldı.
Sağlık Bakanlığı aynı zamanda Bakanlık Sözcüsü olan Hams’ın gözaltına alındığı sırasında uygulanan şiddet sebebiyle ayağından yaralandığını ayrıca nerede tutulduğu ve sağlık durumuna ilişkin hiçbir bilginin olmadığını bildirdi.
İsrail askerleri tarafından doğrudan hedef alınmanın yanı sıra sağlık sektörü çalışanları, ilaç, tıbbi malzeme ve ekipman eksiklikleriyle de mücadele ediyor.
Bu zor durumlar, hastalara tanı konulmasının engellenmesi, sağlık merkezleri ile hastanelerin tahrip edilerek hizmet dışı bırakılmasına kadar uzanıyor.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir el-Burş’un 12 Ağustos’ta paylaştığı verilere göre, İsrail saldırıları nedeniyle 38 hastaneden yalnızca 15’i zor şartlar altında çalışır durumda.
Hükümetin mayıs ayı sonunda yayımladığı son istatistiklere göre, 22 aylık soykırım sürecinde Gazze’deki 38 hastanenin tamamı ya bombalandı ya yıkıldı ya da hizmet dışı bırakıldı.
Ayrıca yaklaşık 82 tıp merkezi ve 164 sağlık kuruluşu da saldırılar sonucu kullanılamaz hale geldi.
Hükümet raporunda ayrıca, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’nin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 144 ambulansı hedef aldığı, bunun yanı sıra aralarında kurtarma araçlarının da bulunduğu 54 sivil savunma aracını vurduğu belirtildi.
Sağlık altyapısına yönelik bu kasıtlı saldırılar nedeniyle hala faal olan az sayıdaki hastanedeki doluluk oranı yüzde 300’e ulaştı.
Gazze’de soykırım öncesinde de oldukça kırılgan olan sağlık sistemi, bugün yaşanan felaketler, hastalar ve yaralılar üzerinde ağır sonuçlar doğuruyor.
Sağlık Bakanlığı, hastaların ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle yaşamlarını yitirdiğine dair defalarca açıklama yaptı.
Burş’un verdiği bilgilere göre, 18 bin yaralı rehabilitasyona ihtiyaç duyuyor, toplam yaralılar arasında 4 bin 800 ampütasyon vakası kaydedildi; bunların içinde 718 çocuk bulunuyor.
Hükümet Medya Ofisi ise Gazze’de 22 bin hastanın yurt dışında tedaviye ihtiyaç duyduğunu ancak İsrail’in seyahat etmelerine izin vermediğini açıkladı.
Ayrıca, 12 bin 500 kanser hastası, tedavilerinin engellenmesi nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor. 350 bin kronik hastalığı olan kişi de ilaç girişinin engellenmesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Yerinden edilmenin yol açtığı hastalıklar nedeniyle sağlık sistemi üzerindeki baskı daha da artıyor. Gazze hükümetinin verilerine göre, 2 milyon 136 bin kişi bulaşıcı hastalıklara yakalanırken, 71 bin 338 kişi hepatit oldu.
İsrail’in uyguladığı aç bırakma politikası da sağlık sistemi üzerindeki baskıyı artırıyor. Beslenme yetersizliği vakalarındaki büyük artışa paralel olarak geçen hafta Gazze hükümeti, 1,2 milyon çocuğun ciddi gıda güvensizliği içinde olduğunu açıkladı.