GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
40,9837
EURO
48,0856
ALTIN
4.442,23
BIST
11.372,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Az Bulutlu
26°C
Samsun
26°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
24°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
26°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
28°C

Keffâret ne demektir?

Keffâret ne demektir?
MOBİL REKLAM ALANI
24.08.2025 22:58
A+
A-

Keffaret ne anlama gelmektedir?

Örtmek anlamına gelen “kefr” kelimesinden türetilen keffâret, sözlükte kusur veya günahı örten, izâle eden şey anlamına gelmektedir. Aynı kökten türeyen keffere fiili, Kur’ân-ı Kerim’de günahları örtmek anlamında kullanılmıştır (Âl-i İmran, 3/193; Mâide, 5/45, 65; Muhammed, 47/2). Allah Teâlâ, kullarının işledikleri hata ve günahları çeşitli vesilelerle affetmektedir. İstiğfar ve keffâret, bunlardandır. Bu çerçeveden olarak Kur’ân’da, iyiliklerin kötülükleri sildiği haber verilmektedir (Hud, 11/114). Hz. Peygamber de, kılınan namazın, büyük günahlardan kaçınmak şartıyla bir önceki namazla arasında işlenen günahlara keffâret olacağını, Cuma namazının iki Cuma arasında işlenen günahlara keffâret olacağını bildirmiştir (Müslim, Taharet, 5).

Bir fıkıh terimi olarak keffâret, sözlük anlamına yakın olarak, oruç ve yeminin bozulmasında, zıharda, hac cinâyetlerinde ve hata ile öldürmelerde, günahı affettirmek için meşru kılınan ibadet mahiyetindeki davranışlardır. Kur’ân-ı Kerim’de, keffâret kelimesi ıstılah manasında iki yerde geçmektedir (Mâide, 5/89, 95):

a) Oruç Keffareti

Bozulan bir gün orucun yerine iki kameri ay veya altmış gün peş peşe oruç tutmak demektir. Ayrıca bozulan orucun da kaza edilmesi gerekir. Keffaret sadece Ramazan ayında tutulan orucun mazeretsiz, bile bile bozulmasının cezasıdır. Diğer oruçların bozulması hâlinde yalnız kaza, yani gününe gün oruç tutmak yeterli olur. Ramazan orucu öbür aylarda kaza edilirken bilerek bozulsa yine kaza lazım gelir, keffaret icap etmez. Keffaret orucu, ara verilmeden peş peşe tutulacağı için Ramazan ayına ve oruç tutulması haram olan günlere rastlamaması lazımdır. Keffaret orucuna kameri aylardan birinin ilk gününde başlanırsa iki ay ara vermeden oruç tutulur. Bu aylardan ikisi de yirmi dokuzar gün olsa bile iki tam ay oruç tutulduğu için keffaret tamamlanmış olur. Ayın ilk günü değil de diğer günlerde başlanırsa hiç ara vermeden 60 gün oruç tutularak keffaret tamamlanır. Herhangi bir sebeple keffaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa, yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lazımdır. Kadınlar keffaret orucu tutarken ara ya giren ayhali günlerini tutmazlar, ayhali yani âdet hâlleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek 60 günü tamamlarlar. Kadın, âdet hâli bittiği hâlde temiz olan günlerinde oruç tutmayarak keffaret orucuna ara verirse, keffarete yeniden başlaması gerekir. Aynı Ramazan’da veya değişik Ramazan aylarında birkaç defa keffa reti gerektirecek şekilde orucunu bozan kimseye bunların hepsi için bir keffaret orucu yeterli olur. Ancak keffareti yerine getirdikten sonra yine kasten orucunu bozarsa bundan dolayı da ayrıca keffaret icap eder. Yaşlı veya hasta olup keffaret orucu tutmaya gücü yetmeyen kimse, keffaret olarak altmış fakiri sabah ve akşam yedirip doyurur veya yemek parasını fakirin eline verir. Her günlük yiyecek bir fitre miktarıdır. Fitre miktarı bu parayı ayrı ayrı altmış fakire verebilece ği gibi, her gün bir fitre miktarı olmak üzere altmış günde bir fakire de verebilir. Altmış günlük yiyeceği veya fitre miktarı olan değerini bir günde bir fakire verirse sadece bir günlük yerine geçer.

b) Zıhar, bir erkeğin eşini veya bir uzvunu, kendisine ebediyen haram olan bir kadına veya uzvuna benzetmesidir. Böyle zıharda bulunan kişi, eşiyle münasebette bulunmadan oruçta olduğu gibi keffâret ödemesi gerekir. (bk. Zıhar)

c) Hac veya ihram cinâyetlerinden birini işleyenler, cinâyetin şiddetine göre keffâretle yükümlü olurlar. (bk. Cinâyet, Bedene, Dem)

d) Bilerek yapılan yeminlerin bozulmasında, keffâret olarak on fakir sabah akşam doyurulur veya giydirilir. Buna gücü yetmeyen ise, üç gün peşpeşe oruç tutar. (bk. Yemin)

e) Hata ile adam öldüren kimse de, keffâret olarak Müslüman bir köle azat etmesi gerekir. Bunu bulamayan kimse iki ay ara vermeden
oruç tutar (Nisâ, 4/92). (İ.P.)

MOBİL REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.