İlk zamanlarda kıblesi Beytü’l-Makdis de olsa Allah Resûlü (sas) Beytullah’a dönmeyi arzu ediyordu. Atası Hz. İbrâhim’in inşa ettiği Kâbe’nin özlemi, kıblenin değiştirilmesi konusunda Hz. Peygamber’in (sas) beklentisini artırıyor ve gözlerini semaya dikip ne zaman bir emir gelecek diye bekliyordu. Resûlünün beklentisine cevap veren Yüce Mevlâ (cc) bu duruma işaret etmiş ve müjdeli haberi vermişti: “…(Ey Muhammed bundan böyle), yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin…” (Bakara, 2/144) Bu ayetten sonra müminler ibadetlerinde Kâbe’ye yönelmeye başlamışlardır. İslam kültürünün şekillenmesinde kıble, hayatın merkezine yerleştirilmiştir. Müslüman kimliğine işaret eden kıble, hayatın tamamında kendini göstermektedir. Namazda kıbleye dönmek, kurban keserken hayvanı kıbleye döndürmek, cenazenin defni esnasında mevtanın yüzünü kıbleye döndürmek Müslümanlara has uygulamalardır.
93 Harbi Kahramanı Nene Hatun’un vefatı (1955)
5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın vefatı (1982)