Temelleri 1910 yılında atılan Kriminal Daire Başkanlığı, o yıllardan beri birçok adli vakayı bilimsel yöntemlerle aydınlatarak insan haklarına uygun olarak uluslararası standartlarda hizmet veriyor.
Kriminal Daire Başkanlığına bağlı 10 bölge laboratuvarında bulunan Kimyasal İnceleme Şube Müdürlüklerinden biri olan Ankara Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Kimyasal İnceleme Şube Müdürlüğü, 1977 yılından beri bünyesinde barındırdığı yüksek teknolojili analiz ekipmanlarıyla ve alanında uzman personeliyle olay yerinden elde edilen ve kimyasal analize tabi tutulmaya uygun maddi delilleri titizlikle inceleyerek, soruşturma birimlerine bilimsel veriler sunuyor.
Laboratuvarın çalışmaları hakkında bilgi veren Kimyasal İnceleme Şube Müdür Vekili Başkomiser Zeynep Kalkan, adli vakaların çözümünde olay yerinden toplanan bulguların kapsamlı analizlere tabi tutulduğunu belirtti.
Kalkan, “Bulgular, olay yerinde toplandığında tek başına bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak benzer bir bulgu ile karşılaştırıldığında, adli vakaların çözümü için önemli ipuçları sağlayabilir.” dedi.
Ormanlık alanda bulunan bir ceset üzerinden cinayet vakasını aydınlatmak için yapılan toprak inceleme çalışmasına örnek veren Kalkan, “Ormanlık alandan olay yeri inceleme ekipleri bir toprak numunesi alır, aynı zamanda şüphelinin aracının lastiğinden de bir toprak numunesi alır. Bu iki numune burada karşılaştırılarak analize tabi tutulur ve hangi kimyasal yapıda olduğundan başlayarak ‘benzer ya da farklıdır’ şeklinde sonuç verilir. Yapılan analizler sonucunda hazırlanan rapor olayın çözülmesine katkı sağlar.” ifadelerini kullandı.
Laboratuvarda sahte alkol ve uyuşturucu maddeler üzerinde de incelemeler yapıldığını aktaran Kalkan, “Uyuşturucu analizlerinde, olay yerinden elde edilen ve uyuşturucu madde şüphesi bulunan bulgular üzerinde öncelikle nitelik tayini yapılır, hangi tür uyuşturucu madde olduğu belirlenir. Daha sonra saflık oranı ölçülür. Elde edilen veriler doğrultusunda soruşturma birimlerine gönderilmek üzere bir uzmanlık raporu hazırlanır.” bilgilerini verdi.
Laboratuvarda toprak karşılaştırma analiziyle, alkol ve metal analizi, boya, kumaş ve lif incelemeleri, cam karşılaştırma analizleri ve ateşli silahlarla gerçekleştirilen olayların tespitinde kullanılan atış artıkları incelemeleri yapıldığını belirten Kalkan, ateşli silahlarla gerçekleşen olaylarda, merminin içerisindeki atış artığı denilen parçacıkların etrafa bulaştığını ve bu parçacıkların şüpheli kişilerin ellerine geçtiğini söyledi.
Olay yeri uzmanlarının transfer kitleri ile topladığı, gözle görülemeyen bu parçacıkların laboratuvara getirildiğini ifade eden Kalkan, “Burada atış artığı varlığı tespit edilerek, sonuçlar soruşturma birimlerine gönderilir. Uzmanın amacı, ateş eden kişiye ulaşmaktır.” diye konuştu.
Metal analizi başlığı altında, soruşturmacı birimlerce altın ya da sahte altın şüphesiyle gelen bulgular da olabileceğini belirten Kalkan, metal analizi çalışmalarına yönelik şu bilgileri verdi:
“Örneğin, bir kişi bir bilezik aldı, bunun sahte olduğundan şüphelenerek karakola gidip bir şikayette bulunuyor. Bu bileziğin içerisindeki altın oranını tespit etmek işte bizim görevimiz. Bu altın oranını tespit ederek soruşturmacı birime raporluyoruz. 22 ayar, 14 ayar veya 24 ayarda olması gereken altın miktarı vardır. Bu şekilde, bunu tespit ediyoruz.”
Kalkan öte yandan, laboratuvarda patlayıcı madde incelemeleri yapılarak uzmanın patlayıcı maddenin türünü tespit ettiğini aktardı.
Analizlerin nasıl yapıldığına ilişkin bilgi veren Kalkan, şunları söyledi:
“Bir bombalı olay düşünelim, bombalı bir eylem gerçekleştirildiğinde patlayıcı maddeyi güçlendirmek için bombanın içerisine bazı materyaller eklenebiliyor. Örneğin bu bir bilye bile olabilir. Bu bilyenin üzerindeki patlayıcı madde kalıntısı da işte burada tespit edilebiliyor. Bunlar bomba imha ekiplerimiz tarafından toplanarak laboratuvara gönderiliyor. Yine varsa eğer orijinal halde patlayıcının tespiti de yapılabiliyor. Burada bizim görevimiz çok hızlı bir şekilde hangi tür patlayıcının tespit edildiğini raporlamak.”
