Kelimenin aslı Farsça kendekârîdir. “Kendi” oymak, kesmek; “kârî” ise iş ve çalışma anlamındadır. Osmanlıcada “kalemkârî” ya da “kündekârî“ denilir. “Künde” tomruk, masif anlamına gelir.
Dekoratif doğramacılık (ağaç işçiliği) tekniği olan kündekârî; sekizgen, beşgen, yıldız, çarkıfelek vb. geometrik şekillerde kesilmiş küçük ahşap parçaların çivi ve tutkal yardımı olmaksızın birbirine geçirilmesi işlemidir.
Böylece nem ve ısı değişikliği sebebiyle yekpâre ağaç levhalarda görülen eğrilmeler önlenir. Ceviz, meşe, şimşir, armut, abanoz ve gül ağacı öncelikle tercih edilir.
Titiz işçilik ve uzun süre isteyen bu bezeme sanatı; dinî binaların mihrap, minber, rahle, sanduka, kapı, pencere vb. yapı elemanlarında görülür.
Simetrik olan bu motifler rastgele seçilmemiştir. Kâinatın düzenine işaret ettiği düşünülen geometrik semboller tasarımda sonsuza kadar genişleyebilen süslemelere dönüşür.
Anadolu’da; çakma- oyma (kabartma), çakma-yapıştırma ve kabartma usulü üç taklit kündekârî bulunur. Taklit denilmesi daha kolay olmasından değil, görünüş benzerliğinden kaynaklıdır.