GazzeHamasDoğu TürkistanZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,8428
EURO
43,6794
ALTIN
4.039,39
BIST
9.668,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Hafif Yağmurlu
16°C
Samsun
16°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
19°C
Salı Hafif Yağmurlu
21°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
20°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
22°C

Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye sürecinin yaz bitmeden tamamlanacağını ümit ediyorum

Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye sürecinin yaz bitmeden tamamlanacağını ümit ediyorum
REKLAM ALANI
19.05.2025 17:51
A+
A-

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gabar Dağı’ndaki Şehit Esma Çevik-1 Nolu İlk Keşif Kuyusu’nda düzenlenen törenin ardından Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Milli Mücadele’nin fitilinin ateşlendiği 19 Mayıs 1919’un yıl dönümünü petrol üretimi yapılan Gabar Dağı’nda kutlamalarının önemine değinen Kurtulmuş, bir dönem terörün kol gezdiği, insanların öldüğü, bombaların patladığı günlerin geride kaldığını ve artık “Terörsüz Türkiye” sürecinin başladığını söyledi.

Terörsüz Türkiye sürecinin, provokasyona uğramadan süratle tamamlanmasını ümit ettiğini dile getiren Kurtulmuş, “Buralarda artık ağıtlar yakılmayacak, insanlar ölmeyecek, silahlar, bombalar patlamayacak ve kardeşlik türkülerinin söyleneceği, halayların çekileceği bir barış ortamı hakim olacak.” diye konuştu.

Gabar Dağı’ndaki petrol kuyularında günlük 81 bin varil üretim yapıldığının ve bölgenin çok kaliteli petrol kaynağına sahip olduğunun altını çizen Kurtulmuş, açılacak yeni kuyularla ortaya çıkacak zenginliğin daha güçlü bir Türkiye hedefine ulaşılmasına vesile olacağını vurguladı.

Kurtulmuş, 2019’da Şırnak’ın İdil ilçesinde PKK’lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcıya müdahale sırasında meydana gelen patlamada şehit düşen Astsubay Esma Çevik ile kahraman Mehmetçikleri rahmet ve şükranla anarak, “Eğer onların bu mücadeleleri olmasaydı herhalde bugün geldiğimiz bu noktaya ulaşmak mümkün olmazdı.” dedi.

Bazı kesimlerde, bölgede petrol çıkarılmasıyla ilgili soru işaretlerinin olduğunun aktarılması üzerine Kurtulmuş, Türkiye’nin bu tür hamlelerinden rahatsızlık ve memnuniyetsizlik duyan bir takım çevrelerin olduğunu ve bu konuda yapılan kara propagandanın da hızlı bir şekilde yayıldığını belirterek, Gabar’da kuyudan çıkartılan bir damacana petrolü Ankara’ya götüreceğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili TBMM’de bir komisyon kurulmasına yönelik önerisine ilişkin Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecinde gelinen noktada silahların bırakılmasının önemine değindi.

Silahların bırakılmasının uzun bir süre almayacağını ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Farklı yerlerde teslimlerin nasıl olacağına ilişkin zannediyorum farklı modaliteler ortaya konulacak. Terör örgütünün silah bıraktığı, kamuoyu tarafından da bütünüyle görüldükten sonra bunun siyaseten müzakeresi süreci başlayacak. İşte tam da TBMM’nin devreye gireceği yer burasıdır. Konunun ne olduğu, nasıl gelişeceği, nereye doğru evrileceği de siyasi olarak tartışılması gereken bir süreç olacak. Tabii ki burada siyasetin merkezi olan TBMM adrestir. Burada bir modalite ile komisyonun nasıl olacağı, konuşarak, partilerle tartışarak bir yol buluruz.”

Terörün, Türkiye’nin birinci sorunu olduğunu, 100 yıllık Cumhuriyet’in 50 yılının terörle geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu süreçte 40 bin şehit verildiğini ve Türkiye’nin maddi anlamda 2 trilyon dolara yakın kaybının olduğunu söyledi.

“Kürtlerin onurunu, Türklerin de gururunu koruyacak bir süreci gerçekleştirmemiz lazım”

Terör sorununun, milli birlik ve beraberliği tesis edecek bir anlayış içerisinde çözüleceğini dile getiren Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecinin sadece siyasi ve hukuki bir düzenleme meselesi olmadığının aynı zamanda bir toplumsal mutabakat süreci de olduğunun altını çizdi.

Kurtulmuş, “Kürtlerin onurunu, Türklerin de gururunu koruyacak bir süreci gerçekleştirmemiz lazım. Bu neyi gerektiriyor? Bütün siyasi görüşlerin bu sürece dahil olmasını, yapıcı bir fonksiyon icra etmelerini gerektiriyor. Milletimiz süreci çok yakinen izliyor ve bu sürecin berhava olmasına kim vesile olursa, onu da çok kötü bir şekilde tarihe not eder, Allah muhafaza böyle bir sürecin olmaması için de… İşin hukuki, siyasi kısmının ötesinde bir de toplumsal psikoloji kısmı var. Bu toplumsal psikoloji kısmının da çok iyi yönetilmesi, 40 yıl süren bu çatışma ortamının artık sadece çatışmasızlık değil tam manasıyla bir barış ve kardeşlik ortamına dönüştürülmesi için bütün siyasi görüşlere görev düşüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’de oy kullanan vatandaşların yüzde 93’ünün Meclis’te temsil edildiğini, 16 siyasi partinin parlamentoda yer aldığını ifade ederek, çok sesliliğin ve çoğulculuğun geçerli olduğu parlamentoda, bu meselenin çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti.

“Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin kurulacak komisyon için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadığını belirterek, “Şu anda TBMM’de komisyon nasıl kuruluyorsa bunun için özel bir yasa çıkarmaya gerek olmayabilir. Ama bir modalitesini çalışacağız. Burada siyasi partilerin görüşlerini de farklı kanaatleri de alarak bir istikamet çizeceğiz.” dedi.

Süreçte, artık terör örgütünün silahlarını bırakması aşamasına gelindiğini anımsatan Kurtulmuş, “Siyasetin devreye girebilmesi için silahların bırakıldığının çok açık bir şekilde görülmesi, sahada teyit edilmesi gerekiyor. Ben yaz bitmeden bu sürecin tamamlanacağını ümit ediyorum. Suriye’de, Irak’ta, başka yerlerde silahların bırakılmasıyla ilgili farklı süreçler olabilir ama sahada hem Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hem Milli İstihbarat Teşkilatımız ‘Tamam, örgüt silahlarını teslim etti’ gözlemini gerçekleştirmesi lazım. Zaten ondan sonra iş dördüncü adıma geliyor. O da siyasetin bu konuda görevini üstlenmesi.” diye konuştu.

Süreçte yapılacak çalışmalara ilişkin görüşlerini paylaşan Kurtulmuş, “Sadece silahların susturulması değil, bundan sonra bir daha bu ülkede hiçbir kimsenin şu ya da bu saikle veya etkiyle eline silahı dahi almayacağını sağlayacak bir demokratikleşme sürecinin ortaya konulması lazım. Bu aynı zamanda bir demokratik restorasyon sürecini de beraberinde getirecek.” dedi.

“Çatışma bölgelerinde Türkiye’nin lehine olan sonuçları alıyoruz”

Kurtulmuş, Türkler ve Kürtlerin tarih boyunca beraber yaşadıklarına, yan yana şehit düşerek kazandığı savaşlar olduğuna dikkati çekerek, ortak geçmişteki kardeşliğin ve barışın, siyaseten de geleceği çok kuvvetlendireceğini vurguladı.

“Bu süreçte provokasyon riski ne kadar yüksek ve alınabilecek tedbir nedir?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Burada birkaç tane avantajımız var. Bunlardan birisi geçtiğimiz dönemlerde bu görüşmeler Çözüm Süreci’nde yapıldığında, hatta Oslo’da belli bir mutabakata varıldığında hemen arkasından Paris’te üç tane terörist öldürüldü ve süreç berhava edildi. Ayrıca Habur’dan insanların sessiz sedasız gelmesi planlanmışken o zaman FETÖ’cü başsavcılar vasıtasıyla bir provokasyon yapıldı ve o süreç berhava edildi. Şimdi çok şükür devletin bütün kurumları bu konuyla ilgili hem hazırlıklıdır hem de devletin kurumları enfekte olmuş durumda değildir. Devletin kurumları, siyasi iradenin gösterdiği istikamette işlerini gayet güzel bir şekilde yapıyorlar ve provokasyon olabileceğine karşı da gayet uyanık bir şekilde hareket ediyorlar. Türkiye, ne yapılacağını, hangi adımın atılacağını ve bunun siyaseten neye tekabül ettiğini bilerek adımları atıyor. Bu çok büyük bir avantajdır. İkincisi, Allah’ın lütfu, Türkiye’nin kararlılığı, güçlü, büyük Türkiye idealimizin gerçekleşmeye başlamış olması. Bütün bunların hepsini üst üste koyduğunuz zaman çatışma bölgelerinde Türkiye’nin lehine olan sonuçları alıyoruz.”

Dışardan süreci olumsuz etkilemek isteyenlerin de olabileceğine dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak, süreci kollayarak ilerlemesini sürdüreceğini dile getirdi.

Kurtulmuş, Batılı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde teröre destek vermenin zararlarını her zaman dile getirdiğini belirterek, “Terörsüz Türkiye” sürecinin olumlu sonuçlarının, Türkiye’nin yeni bir etki alanı oluşturmasına da vesile olacağını anlattı.

Belediyelere kayyum atanmamasına ilişkin DEM Parti’nin bu süreçteki beklentisinin sorulması üzerine Kurtulmuş, “Bunları konuşmak için henüz meselenin çok başındayız. Önce terör vakasının Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkmış olması lazım. Gabar’da, Cizre’de bulunan vatandaşımızın ‘sokakta iki tane terörist benden haraç alır’ duygusunu unutması lazım. Bu anlamda da sivil siyasete çok büyük görev düşüyor. Tabii ki insanlar kendi yerel yöneticilerini de seçerler ama hiçbir yerel yöneticinin de terör örgütü ile ekonomik ve fiziki anlamda işbirliği yapma hakkı olamaz. Dünyanın hiçbir demokrasisinde bu olmaz. Biz yıllardır hep şunu söylüyoruz, bir eli silahta, bir eli sandıkta olmaz.” ifadelerini kullandı.

Terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklamasında geçen ifadelerin sorulması üzerine Kurtulmuş, Lozan Antlaşması’nın Türkiye’nin kurucu anlaşması olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin ortaya koyduğu tavrı, tarzı takip etmek gerektiği kanaatindeyim.” dedi.

“Terörsüz Türkiye” sürecinde “al-ver pazarlığı” olmadığını kaydeden Kurtulmuş, şimdiki beklentinin silahların teslim edilmesi olduğunu aktardı.

“Terörsüz Türkiye aslında terörsüz bölge demektir.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” modelinin bölge ülkeleri tarafından takdirle takip edileceğini ve bu sürecin bir rol model olarak kabul edileceğini söyledi.

“Türkiye burada güçlü olmak zorundadır”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail ve ABD’nin terör örgütü PKK’ya desteğine ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

“Dünyanın dört bir tarafından, bu terör örgütlerine birtakım ülkeler silah desteği, istihbarat desteği, lojistik destek vermeyi sonlandırsınlar terör örgütleri 2 hafta dayanamaz. Maalesef 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren kötü bir ders oldu bu. Bazı devletler terör örgütlerini dış politika kartları olarak kullanıyorlar. Ülkelerin terör örgütlerini kendi vekilleri olarak kullanma devri geride kalmıştır. Bunun bir sonu yoktur. Bir müddet sonra sahada, o bölgeyle hiç ilgisi olmayan iki ülkenin burun buruna geldiğini, karşı karşıya kaldığını, omuz omuza geldiğini gördük. Dolayısıyla bunun da artık dünya için bir yük olduğunu görüyoruz.”

İsrail’in bölgede güçlü bir Türkiye istemediğini söyleyen Kurtulmuş, “Aslında hiçbir güçlü devleti istemiyor. Canı sıkıldığında 3-5 gün bombalıyor, Golan Tepeleri’ni işgal ediyor, yoluna devam ediyor. Bu bölgede güçlü bir Türkiye’nin varlığı İsrail’in uykularını kaçıran bir durum. Onun için Türkiye burada güçlü olmak zorundadır. Hem 85 milyon yurttaşımız için hem sahip olduğumuz kültürel medeniyet birikimi için hem de bu bölge halklarının hepsinin selameti bakımından Türkiye’nin güçlü olması, yol gösterici olması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bugün bile bunun mümkün olduğunu düşünüyorum”

Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda partilerin genel başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini anımsattı.

Hiçbir partiye, “Bu hazır metindir bunu onaylar mısınız?” diyerek gitmediklerini aktaran Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

“Bizim teklif ettiğimiz şey; Türkiye’de artık 28’inci Dönem TBMM’de çağdaş, demokrat, milli, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan, çoğulcu, demokrasi standartlarını yükselten daha özgürlükçü bir anayasaya ama sivil bir anayasaya mutlaka ihtiyaç var çünkü bu anayasa her ne kadar bazı maddeleri değiştirilmiş olsa da maddelerin içerisinde 12 Eylül ruhu gizli olan bir metindir. Eğer sivil siyaset bunu değiştirme gücünü kendinde buluyorsa buyurun her parti kendi teklifini getirsin. Bunun için yine mekanizmalarımızı makul bir şekilde kuralım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400 oyu alacak bir anayasa değişikliğini yapabiliriz. Ben bugün bile bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Hatta biraz belki farklı gelecek ama bu parlamento aritmetiğinin yeni bir anayasa yapmaya daha uygun olduğu kanaatindeyim. Bu kadar çok partinin olduğu, fikir alışverişinin olduğu, fikir teatisine müsait bir ortam var, arada buluşacağımız bir nokta olur. Olursa, siyaset bu zaten. Siyaseti bazı arkadaşlar savaş alanı gibi görüyorlar, tam da yanlışlık buradadır. Siyaset savaş alanı değil müzakere alanıdır. Siyasetin yüzde 50’si mücadeledir, yüzde 50’si müzakeredir.”

Anayasa çalışmalarında farklı görüşlerdeki siyasi partilerin ortak görüşte buluşabileceğine işaret eden Kurtulmuş, “Ancak ‘Terörsüz Türkiye’ ile anayasa çalışmaları birbirine karıştırılmamalı.” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “ara seçime gidilmesine” yönelik açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, olmamış bir konu hakkında değerlendirmede bulunmayacağını ifade etti.

Erken seçimin gerçekleşebilmesi için hem sayısal hem de siyasal durumun buna müsait olması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye’nin şu anda siyasi olarak ana meselesi, ‘güçlü Türkiye’ hedefinde yoluna devam etmesi. Terörsüz Türkiye’nin sağlanmasıdır. Türkiye’nin bir numaralı önceliği budur.” ifadelerini kullandı.

“Liderler diplomasinin” dış politikanın önemli alanlarından birisi olduğunu anlatan Kurtulmuş, “Çok şükür Türkiye’de Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan çok güçlü bir liderlik ortaya koyuyor, özellikle uluslararası ilişkilerde. Bazı meselelerin ikili ya da çok taraflı meselelerin çözümü için zemin hazırlıyor.” dedi.

“Hedeflerini gerçekleştirebilen bir gençlik var”

Gençlerden çok ümitli olduğunu belirten Kurtulmuş, “İmkanlar kendilerine verildiği zaman hedeflerini gerçekleştirebilen bir gençlik var. Türkiye’nin geleceğinde inşallah gençlerimiz büyük hedefleri önlerine koyarak, çalışarak, azimle, birlik içerisinde, beraberlik içerisinde, ‘elin oğlu ne yapabiliyorsa ben daha iyisini yapabilirim’ iradesiyle yoluna devam ederler.” şeklinde konuştu.

Etnik ve mezhep üzerinden siyasi partilerin tanımlanmasının doğru olmadığını kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Türkiye’de bütün partilerin, ‘Türkiye partisi’ olmayı hedef alması gerekiyor. Evet bazı bölgelerden daha çok oy alabilirler, o ayrı bir şey ama sadece belli bir bölgenin insanının ihtiyaç ve taleplerini değil, 85 milyonun ihtiyaç, talep ve beklentilerini karşılayacak siyaset üretmelerini doğru buluyorum.”

Kurtulmuş, Papa 14. Leo’nun İznik’i ziyaret edeceğine yönelik haberlerin sorulması üzerine, “Henüz bildiğim kadarıyla netleşmedi. Gelirse hoş gelsin, sefa gelsin.” dedi.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.