“Mîk” Ubeyd (kulcağız) ile “Îl”in (Allah) birleşimi olan “ubeydullah” Allah’ın kulcağızı anlamındadır.
Mîkâil insan da dâhil olmak üzere canlıların rızıkları, dolayısıyla yağmurların yağması ve bitkilerin gelişmesi gibi işlerle görevlidir. (M. Muhammed Sübkî, V, 178)
Kur’an’da adı geçen dört büyük melekten biri ve Bedir Savaşı’nda yardıma gelen melek ordusunun kumandanlarından biri olduğu ifade edilir. (Müsned, I, 147)
Resûlullah (sas) gece namaza başlayacağı zaman dualarında Cebrâil’in ve Mîkâil’in adını anardı.
İslâm’ın başlangıcında teşehhüd esnasında “tahiyyât” yerine “..esselâmü alâ Cibrîle, esselâmü alâ Mîkâîle ..” denilmekteydi. (Müsned, I, 382, 413, 427)
“Her peygamberin gök ehlinden iki, yer ehlinden iki veziri olur. Benim gök ehlinden vezirlerim Cebrâil ile Mîkâil, yer ehlinden vezirlerim de Ebû Bekir ile Ömer’dir.” (Tirmizî, Menâḳıb, 17)
“Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mîkâil’e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkâr edenlerin düşmanıdır.” (Bakara, 2/98)