Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de müminleri cennete götürecek dosdoğru yolu, “sırat-ı müstakim” diye isimlendirir. Biz de her gün kıldığımız namazların her rekâtında okuduğumuz Fatiha suresinde, Yüce Allah’a şöyle dua ederiz: “Ya Rabbi! Bizi sırat-ı müstakime, doğru yola ilet!” Bu şekilde dua etmemizi de bize Rabbimiz öğretir. Bir gün sahabe-i kiramdan biri, Peygamber Efendimize (sas) gelerek: “Ya Resûlallah! Bana İslam’la ilgili öyle bir şey söyle ki başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim.” der. Bunun üzerine Allah Resûlü (sas) ona şöyle buyurur: “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/413) Öyleyse imanın gereği istikamettir, yani kişinin özüyle sözünü bir kılması, olduğu gibi görünmesi, göründüğü gibi olmasıdır. İstikamet, insanın hayatını Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamberimizin (sas) sünnetine göre şekillendirmesidir. Allah ve Resûlü’nün rızasını herkesten ve her şeyden üstün tutmasıdır.
Mareşal Fevzi Çakmak’ın vefatı (1950)
Türk Polis Teşkilatının Kuruluş Günü (1845)
