Allah Resûlü’nün yaşadığı çağa, onun vahiyle müşerref olduğu, toplumu Allah’ın (cc) emir ve yasakları doğrultusunda uyardığı, yoğurduğu, biçimlendirdiği döneme “mutluluk dönemi” anlamına gelen “Asr-ı Saadet” denilmiştir. Müslümanların en ideal zamanını daima saygı, özlem ve hasretle anmanın bir ifadesi olarak Türkçede neşvünema bulan bu terkip, kimilerince dört halife ve tabiin dönemlerini de içine alacak şekilde kullanılsa da yaygın olarak Peygamber Efendimizin yaşadığı dönemle sınırlı tutulmuştur. Başta Allah Resûlü olmak üzere bütün Müslümanların bu dönemde çetin sınavlardan geçtiği; boykot yıllarında, kıtlık günlerinde, hicrette ve savaşlarda ağır bedeller ödedikleri malumdur. Bugün bizlere düşen de yapıp ettiklerimizin, kararlarımızın, adımlarımızın, sözlerimizin sağlamasını Asr-ı Saadet’e bakarak yapmaktır. Orada vahyin ve peygamberin gölgesinde neşvünema bulan aydınlığı evlerimize, işlerimize, sokaklarımıza, hasılıkelam hayatlarımızın her alanına taşımaktır.
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)