Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 Yılı Hac Organizasyonu kapsamında kutsal topraklara gelen hacı adaylarının sağlık ve huzurunu her şeyin üstünde tutuyor. Diyanet, sağlık gerekçesiyle özel beslenme ihtiyacı olan hacı adaylarına yönelik sunduğu hizmetlerle gönüllere dokunmaya devam ediyor.
Bu yıl Mekke’deki Diyanet Hastanesi’nde yatan hacı adayları için ilk kez özel diyet menüleri uygulanmaya başlandı. Ayrıca çölyak hastaları için de ayrı mutfakta hazırlanan, glutensiz ürünlerden oluşan özel menüler sunuluyor.
Mekke Diyanet Hastanesi’nde görev yapan Diyetisyen Nihan Ezgi Karagöz, çölyak hastalarının beslenme süreciyle ilgili yürütülen hassas çalışmaları Diyanet Haber’e değerlendirdi.
Çölyak Hastaları İçin Ayrıcalıklı Menüler ve Hassas Üretim Süreci
Karagöz, 2025 Hac Organizasyonu’nda diyetisyen ekibinde ilk kez görev aldığını belirterek, çölyak hastalarına sunulan hizmetlerin detaylarını paylaştı. “Çölyak, gluten proteinine vücudun tepki göstermesi, alerji reaksiyonu göstermesi olarak kısaca anlatılabilir. O yüzden gluten proteinini içeren hiçbir besin, besin gruplarının içerisinde bulunmaması gerekiyor” dedi.
Karagöz, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Biz beslenme listesini, menülerimizi buna göre planlıyoruz. O yüzden mutfağımızda da çapraz bulaş da olmaması gerekiyor. Yani buğday pişirdiğimiz ya da bulgur pişirdiğimiz tencerelerde çölyak hastalarına bir besin çıkarmamız gerekiyorsa eğer, bulaşma riski olabiliyor. O yüzden tamamen o mutfaktan uzaklaştırıyoruz bu besin grubunu. En önemli parçası bu.”
“İsimlerine özel kutularla konakladıkları otellere kadar ulaştırılıyor”
Glutensiz un, glutensiz ekmek ve atıştırmalıkların yanı sıra kuru baklagil ve sebze gruplarının da menülerde bolca yer aldığını ifade eden Karagöz, hazırlık sürecinin her aşamasında bizzat bulunduklarını dile getirerek, “İhtiyaçlarını karşılayacak ve alerjik reaksiyonu tetiklemeyecek, bağırsak-sindirim problemi yaşamayacak şekilde desteklemeye çalışıyoruz” dedi. Çölyak hastaları için yemeklerin ayrı bir mutfakta hazırlandığını ve tek kullanımlık, hijyenik paketlerde, isimlerine özel kutularla konakladıkları otellere kadar ulaştırıldığını sözlerine ekledi.
“Kaygıya Gerek Yok, Tüm İhtiyaçlar Karşılanıyor”
Diyetisyen Karagöz, çölyak rahatsızlığı olan hacıların bunu bir eksiklik olarak görmemeleri ve mutlaka bildirmeleri çağrısında bulundu. Karagöz, şunları söyledi: “Bunu biliyorsa eğer hacımız mutlaka bildirmeli. ‘Ben hallederim’ diyor çünkü böyle oluyor çölyaklı hacılar, ‘Ben halledebilirim’ diye düşünüp belki kendilerini geri planda tutuyor, bildirmiyor olabilirler, bir eksiklik olarak görüyor olabilirler. Bu hiçbir şekilde bir eksiklik olarak düşünülmemesi gerekiyor. Profesyonellerle beraber çalışıyor zaten Diyanet. Biz de sağlık ekibindeniz Diyanet’in. O yüzden böyle bir imkân da varken yararlanabilir ve endişe etmesin, zaten bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Biz de elimizden gelen desteği veriyoruz.”
Karagöz, çölyak hastalarından aldıkları geri bildirimlerin çok olumlu olduğunu da ekledi: “Çok memnunlar. Çünkü burası farklı bir ülke. Çoğu hacımız da zaten belki ilk kez yurt dışına çıkmış oluyorlar. Hani bırakın Türkiye’de bulmayı, yurt dışında bulmak daha zor. Bilmiyorlar, dil bilmiyorlar vesaire. Konakladıkları otele kadar isimlerine özel kutuluyoruz biz bu hazırladığımız çölyak menüsünü. Kendilerine yemekhane sorumlularımız tarafından teslim ediliyor. Çok memnunlar. Her gün bunun aksamadan devam ediyor olmasından ve kişiye özel, hijyenik paketlerde iletiliyor olmasından memnuniyetlerini bildiriyorlar bize.”
Hastanede Yatan Hacılar İçin Tıbbi Beslenme Tedavisi
Diyanet Hastanesi’nde görevli bir diğer diyetisyen Refika Tufan ise, Mekke Diyanet Hastanesi’nde yatarak tedavi gören hacı adayları için uygulanan beslenme tedavilerine ilişkin bilgi verdi. 7 yıldır diyetisyen olarak görev yapan Tufan, hac organizasyonunda ilk kez yer aldığını belirtti.
Tufan, “Hastanede yatan hastalarımız için tedavilerin bir parçası olarak beslenme tedavisi bizim için oldukça önemli. Beslenme tedavilerinin içinde tabii ki burada yatarak tedavi gören hacı adaylarımız için biz diyetisyenler tarafından hazırlanmış, hastalıklarına uygun tıbbi beslenme standartlarına uygun olarak hazırladığımız özel menüler var” ifadelerini kullandı. Özellikle diyabet, akut gastroenterit ve tansiyon hastaları için özel menüler (diyare menüleri, tuzsuz menüler) hazırlandığını dile getiren Tufan, hastaların doktor ve hemşireleriyle irtibat halinde çalıştıklarını, gönderilen besinleri tüketip tüketemediklerini ve herhangi bir şikâyetleri olup olmadığını yakından takip ettiklerini ifade etti.
“Tüm süreç diyetisyenlerin kontrolü altında oluyor”
Hacılar ve refakatçileriyle birebir görüşmelerde bulunduklarını belirten Tufan, sunulan hizmetten duyulan memnuniyetin oldukça yüksek olduğunu vurguladı. Tufan, hizmetin kapsamını açıklarken, “Hastalarımıza biz üç ana öğün, üç de diyabet hastalarını da özellikle kan şekerlerini kontrol altında tutmak için üç ara öğün şeklinde yemeklerini gönderiyoruz. Bütün bu süreçte menünün planlanmasından hazırlanmasına kadar geçen ve servisine kadar geçen tüm süreçte diyetisyenler tarafından her şey kontrol altında, denetim altında oluyor. Türk aşçılarımız tarafından hastalarımızın diyet yemekleri hazırlanıyor. Tek kullanımlık kaplarda hastaların beslenme ihtiyaçlarına göre hazırlamış olduğumuz besinleri yine hastalarımıza bu şekilde hazırlatarak gönderiyoruz” diye konuştu.
Çölyak hastalığı olan hacı adayları, kendileri için özel hazırlanan yemekler sayesinde huzur içinde ibadetlerini gerçekleştirmenin memnuniyetini yaşıyor.
Hacı adayı Biçer: Bana bir sürpriz oldu bu
Hacı adayı Melahat Biçer, yaşadığı tecrübeyi şu sözlerle ifade etti:
“Allah razı olsun, ben şimdiye kadar hiçbir otelde, yani bana yemek hiçbir yerde çıkmadı. Bütün tatillere gittiğimde bir sıkıntılar yaşıyordum. Hep yiyeceklerimi kendim götürüyordum. Ama burada gelirken hocamız, ‘Allah razı olsun, böyle bir rahatsız olan varsa bildirsin,’ dedi. Ben de bildirdim. Gelir gelmez, Allah razı olsun, benim yemeklerim çıkıyor. Hepsi çok güzel, çok memnunum. Saatinde telefon edilip bana yemeğin geldiği haber veriliyor. Hizmetlerden çok memnunum.”
Diyanet’in titiz organizasyonundan övgüyle bahseden Biçer, duygularını şöyle sürdürdü:
“Diyanet’ten çok memnunum, yani o kadar memnunum ki… İyi ki Diyanet’le gelmişim. Türkiye’de bulamıyoruz bazen o istediğimiz şeyi. Allah razı olsun, burada her şey özellikle çıkıyor. Yiyeceklerin hepsi çok güzel, lezzetli. Bütün akrabalarım, yeğenler falan hep dediler, ‘Sen nasıl orada besleneceksin, sıkıntı yaşarsın, nasıl yapacaksın?’ diye. Rabbim o kadar güzel bir şeyler sunmuş ki ben bunu hiç beklemiyordum. Yani bana bir sürpriz oldu bu; çölyak hastalığına uygun otelde yemeklerin çıkması çok güzel bir şey aslında.”
Hacı Adayı Bingöl: Beni duygulandırdı, bizi de düşünmüşler
İstanbul kafilesiyle gelen bir başka hacı adayı Süsengül Bingöl ise duygularını şu sözlerle paylaştı:
“İlk geldiğimde, ‘Hani biraz ekmek götüreyim, bir şeyler götüreyim; 44 gün nasıl idare edeceğim, nasıl yapabilirim?’ diye bu kaygıyla geldim. Ama böyle geldim, gördüm, çok sevindim. Allah razı olsun, çok beni duygulandırdı daha doğrusu. Hani bizi de düşünmüşler, böyle bir zaman ayırmışlar. Bize yemekler geliyor. Allah herkesten razı olsun. Güzel bir şey yani.”
Hacı Adayı Ermağan: Önemsenmek, değerli hissettirdi
Zonguldak’tan, hac ibadeti için kutsal topraklara gelen Kadriye Ermağan da, memnuniyetini şu ifadelerle dile getirdi:
“Çok mutlu oldum. Tabii önemsenmek, değerli hissettirdi. Kurumumuzun böyle bir şey yaptığının farkında değildim. Menü gayet çok. Ben hatta dedim ki, ‘Sorumlu müdür bey, müdürüm, yemekler çok geliyor,’ dedim. Allah razı olsun ilgilenenlerden. Gerçekten de çok güzel bir kurum, çok memnunum. Hacı adaylarımız hiç endişe etmesinler, hiçbir zaman. Diyanet kurumumuz hiçbir zaman hacı adaylarını mağdur etmez. Her konuda yeterli. Çok güzel. Hassasiyetlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Tam not veriyorum.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çölyak başta olmak üzere özel beslenme ihtiyacı bulunan hacı adayları için geliştirdiği bu uygulama, takdirle karşılanıyor. Sunulan hizmetler, sadece fiziki ihtiyaçları karşılamakla kalmıyor; aynı zamanda hacı adaylarının değerli olduklarını hissetmelerini sağlıyor.