İsrail’de yayın yapan “+972 Magazine”, İsrailli güvenlik kaynakları, Filistinli görgü tanıkları ve arama kurtarma personeli ifadelerine dayanarak benzer vakaların incelendiği bir araştırma yayınladı.
Araştırma, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların ardından enkaz altında kalan Filistinlileri kurtarmak için bölgeye ulaşmaya çalışan ekipleri engellemeye yönelik “üst üste saldırılar” olarak tanımladığı uygulamayı standart prosedür şeklinde benimsediğini ortaya koydu.
İsrail ordusunun, hedefin ölme ihtimalini artırmak için, ilk bombalamanın ardından aynı bölgeye rutin olarak ek saldırılar düzenlediği, kasten sağlık görevlilerini ve kurtarma çalışmalarına katılan sivil savunma ekiplerini hedef aldığı bildirildi.
İsrail ordusunun Güney Komutanlığı’nda bu saldırıların koordinasyonuna tanık olan bir kaynak, “üst üste saldırılar” prosedürünün enkaz altında mahsur kalan onlarca, bazen yüzlerce yaralı sivil ve onları kurtarmaya çalışanlar için ölüm cezası olduğunu bildiğini söyledi.
Kaynak, tanık olduğu ikincil saldırıların, insansız hava araçları kullanılarak gerçekleştirildiğini ve bu saldırılarda sivil savunma personelinin, Kızılay sağlık görevlilerinin ve yakınlarını kurtarmaya çalışan akrabaların veya komşuların hedef alındığını kaydetti.
Başka bir ordu kaynağı, Kasım 2023’te Gazze’nin kuzeyinde İzzeddin el-Kassam Tugayları komutanlarından Ahmed el-Gandur’a düzenlenen saldırının ardından gelen ve 3 İsrailli esirin de boğulma sonucu öldüğü “üst üste saldırılara” katıldığını ve ilk bombardımanın ardından İsrail ordusunun Hamas bağlantısı olmamasına rağmen “bölgede bulunan ve yakındaki bir evden çıkan kişileri” hedef aldığını, çünkü bunların yaralıları kurtarmaya çalıştıklarını aktardı.
Bu prosedürün uygulanmasının çok yaygın olduğunu belirten diğer bir kaynak ise ordunun çocukların ağır yanıklar aldığı bir saldırı bölgesine ulaşmak isteyen ambulansları hedef aldığını aktardı.
Araştırmada, başta Hamas lideri Yahya Sinvar ve Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deif’in öldürüldüğü saldırılar olmak üzere, İsrail ordusunun “üst üste saldırılar” prosedürünü uyguladığı çok sayıda örneğe yer verildi.
İsrail ordusunun düzenlediği bu saldırılar nedeniyle, aralarında çok sayıda çocuk ve hamile kadın olmak üzere yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği ifade edildi.
Söz konusu saldırı tekniğinin sadece kurtarma ekipleri ve sağlık görevlilerini kasıtlı olarak hedef aldığı için değil, aynı zamanda kurtarma çabalarını engelleme ve sivillere daha fazla zarar vermeyi amaçladığı için de uluslararası hukukta yasa dışı kabul edildiği vurgulandı.
İsrail ordusu ise ordu kaynaklarının, katıldıkları “üst üste saldırılar” hakkında örneklerle bilgi vermesine karşın iddiaları reddetti.
Araştırmada İsrail ordusunun iddialara karşı, “İsrail ordusunun kurtarma ve sağlık personelini kasten zarar vermek için hareket ettiği iddiaları yanlış ve temelsizdir. Bu bağlamda ortaya çıkan iddialar, İsrail ordusunun kanunları uygulamakla görevli yetkili mekanizmaları tarafından kapsamlı bir şekilde incelenmektedir.” şeklinde savunma yaptığı belirtildi.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail’in ateşkesi bozduğu 18 Mart’tan itibaren Gazze’ye düzenlediği saldırılarında 8 bin 447 kişi yaşamını yitirdi, 31 bin 457 kişi yaralandı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise en az 59 bin 587 Filistinli hayatını kaybetti, 143 bin 498 kişi de yaralandı.
Gazze’de 27 Mayıs’tan bu yana İsrail-ABD güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 1083 kişi öldürüldü, 7 bin 275 kişi yaralandı.