Stanford Üniversitesi öğrencileri, İsrail’in yürüttüğü soykırım nedeniyle açlığa mahkum edilen Gazze halkına destek amacıyla ülke çapındaki üniversite kampüslerinde başlatılan açlık grevine katıldı.
20’yi aşkın öğrencinin üniversite yönetiminin İsrail’in soykırımına destek veren şirketlerle bağlantısını kesmesi ve üniversite kampüsünde ifade özgürlüğünün korunması gibi taleplerle 12 Mayıs’ta başlattığı açlık grevi devam ediyor.
Talepleri, üniversite yönetimi tarafından kabul edilene kadar grevi sürdüreceklerini belirten öğrenciler, konuyla ilgili konuştu.
İsmini vermek istemeyen bir öğrenci, 9 gündür devam ettirdiği açlık grevine “üniversitenin her zaman inandığını söylediği gerçeklerin arkasında durması ve tarihin doğru tarafında yer alması” talebiyle başladıklarını kaydetti.
Öğrenci, “Filistin’deki soykırımı finanse etmeyi durdurması ve İsrail’in binlerce Filistinliyi sistematik biçimde katletmesini, açlığa mahkum etmesini, 14 bin çocuğun hayatını tehdit eden ablukanın sürmesine neden olan yatırımlarını sonlandırması için üniversitemize baskı yapmak amacıyla buradayız.” ifadesini kullandı.
Stanford Üniversitesinden Sadia, üniversitesinin tarihe olan yaklaşımı karşısında “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.
“Burada tarih sadece teorik olarak ele alınıyor ve bu da günümüzde gerçek bir değişim yaratmaya yetmiyor.” diyen Sadia, her bireyin “tarihi aktif şekilde yaşama ve empati geliştirme” sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Sadia, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan rapora göre Gazze’de 14 bin bebeğin açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.
“Yardım tırları içeri alınmazken, üniversite ‘konuşmayı bitirdik’ demeye devam ediyor.” ifadesini kullanan Sadia, üniversite yönetiminin “utanması gerektiğini” söyledi.
Üniversite öğrencilerinden Owen Martin ise bir haftadır açlık grevinde olduğunu belirtti.
Martin, üniversite yönetimine yönelik başlıca taleplerinden ilkinin Stanford Üniversitesi’nin bağış fonundan çekilmesi ve İsrail’in Gazze’deki soykırımında rol oynayan şirketlerle bağlantısını kesmesi olduğunu kaydetti.
“İkinci talebimiz, geçen yılki protesto eylemleri nedeniyle haklarında dava açılan 12 Stanford öğrencisine yönelik suçlamaların düşürülmesi.” diyen Martin, üniversite yönetiminden ABD Başkanı Donald Trump’ın üniversite kampüslerinde gerçekleştirdiği “hukuk dışı” eylemlere karşı direnmesini ve öğrencilere yönelik ifade özgürlüğü kısıtlamalarını kaldırmasını talep ettiklerini dile getirdi.
Öğrencilerden Eric Hassan da “kimsenin yapmak istemeyeceği bir protesto yöntemi olan açlık grevine son çare olarak başvurduklarını” söyledi.
Üniversitenin, Gazze’deki mevcut durum karşısındaki tutumunu “iki yüzlülük” diye nitelendiren Hassan, üniversite yönetimden, akademik özgürlük ve toplumsal hareketliliğe öncü olma gibi savunduğunu iddia ettiği ideallere sahip çıkmasını istediklerini kaydetti.
Hassan, “7 gün boyunca aç kaldım. Kan şekerim 37’nin altına düştü. Tek istediğimiz yönetimle bir toplantı yapmaktı ancak şu ana kadar bizimle müzakere etmeyi reddettiler.” dedi.
Semiha isimli bir başka öğrenci de 3 gündür açlık grevinde olduğunu ve bu süreçte bazı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Açlık nedeniyle düşüncelerini tam olarak toparlayamadığını kaydeden Semiha, “Burada, Filistin halkıyla, Gazze’deki insanlarla dayanışma içindeyim. Aklım, duygularım, bedenim onların yanında.” diye konuştu.