Tekirdağ’da bağımlılığa dikkat çekildi

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ Uluslararası Öğrenci Derneği (TUDER) Türkiye Diyanet Vakfı Tekirdağ Şubesi Gençlik Kolları, Tekirdağ Cihannuma Derneği ve Yeşilay işbirliğiyle, TNKÜ Rektörlük Konferans Salonunda Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç ve TNKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş’ın konuşmacı olarak katıldığı “Modern Bağımlılıklar Söyleşisi” gerçekleştirildi.

Programa TNKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Cengiz Becerir, İl Müftü Yardımcısı Yusuf Bektaş,  STK temsilcileri, basın üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan söyleşide Prof. Dr. Vatandaş konuşmasında “Eskiden görücü usulü evliliklerde, kız tarafı damadın ailesine kötü alışkanlıkları var mı diye sorardı. Söyleşimizin konusu  Modern Bağımlılıklar. Bugün içki kumardan daha fazla teknoloji, İnternet ve bedene müdahale Bağımlılıkları ön plana çıkıyor. Bağımlılık iradeyi yok ediyor, eşini çocuğunu arkadaşını 10 dakika dinlemeyen bireyler öte yandan İnternete, sosyal medyada maalesef saatlerini geçiriyor.” dedi.

Akabinde Yeşilay genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç konuşmasında şunları kaydetti:

“Bağımlı kişi sadece bedenine zarar vermez, işine, ailesine ve çevresine de zarar verir. Günümüzün ne kadarını ekran başında geçiyoruz, ekran süremiz çok uzun, buda ömrümüzden çalıyor, çeşitli program ve algoritmalarla ilgili ekranlarda kalma süremizi uzatmak için hesaplamalar geliştirmeler yapıyorlar. Her bir davranışımızı analiz edip çalışmalar yapıyorlar. Sürekli ekranda kalmaktan dolayı dikkatimizi kaybediyoruz ve bugün birçok kimsede dikkat eksikliği görülmekte. Dikkatini yoğunlaştıramayan kişi öğrenemez, ilerleyemez. Kanada da yapılan bir araştırmada üniversite öğrencilerinin dikkatinin sekiz saniyeye kadar düştüğünü göstermiştir. Ekranda kalmaya o kadar alışmışız ki zihnimizi yeni bir şeyler üretmekte kullanamıyoruz.  Ayrıca duygu okuma problemi de artmış durumda. Bizim dilimizde çok güzel bir kelime vardır ‘ihsas etme’ yani karşıya hissettirme, artık bunu bile düzgün yapamıyoruz ve karşıdakinin halini duygularını anlayamıyoruz. İki duygu arasına sıkılmış durumdayız bunlar haz ya da korku, daha birçok duygumuz var ama hızla bu duyguları kaybediyoruz.

Bağımlılıklar kişileri anlam boşluğuna düşürüyor, bu seyretme durumu nereye kadar devam edecek? İnsanlık karşıdan verileni almaktan vermeye, tüketmekten üretmeye fırsat bulamıyor.  Spor salonlarında alınan protein tozlarıyla, Steroidler ile vücutlar bozuluyor, vücutta bariz problemler başlıyor, bırakıldığında ise testosteron hormonu salgılanmaya başlıyor, bu da kişide başka sorunların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Diğer bir mesele de şeker bağımlılığıdır. Erken çocukluk döneminde fazla şekere maruz kalan kişilerde ilerleyen yaşlarda çeşitli hastalıklar meydana çıkıyor. Alışveriş bağımlılığı da vardır. Bu sürekli alışveriş yapmak değil, alışveriş sitelerinde ya da mağazalarda fazla vakit geçirmektir. Eskilerin çok güzel bir sözü vardır, ‘Bir içinde yaşadığımız şehir bir de içimizde yaşayan şehir’ herkes yaşadığı şehrin düzgün temiz mükemmel olmasını ister, ama içimizde yaşayan şehir de bu hususlara maalesef dikkat etmiyoruz. Bu dönemde içimizde yaşayan şehre ciddi saldırılar oluyor ciddi bir tehdit var buna dikkat etmeliyiz, içimizde yaşayan şehri ayakta tutmalı ve gerekli tedbirleri almalıyız. İçimizdeki şehrin yöneticisi biziz ve buna sahip çıkacağız.”