“Çağrıda bulunana cevap vermek, bir davete icabet etmek” anlamındadır.
لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ، لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ، إِنَّ الْحَمْدَ، وَالنِّعْمَةَ، لَكَ وَالْمُلْكَ، لاَ شَرِيكَ لَكَ
“Buyur Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur! Senin hiçbir ortağın yoktur. Allah’ım buyur! Hamd sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.” (Müslim, Hac, 19)
Telbiye; ihrama girdikten sonra başlar, hacda 10 Zilhicce (Kurban Bayramının 1. günü) Akabe Cemresi’ne taş atmakla; umrede ise tavafa başlamakla son bulur.
Erkekler yüksek sesle söyler; hanımlar, telbiye, dua ve diğer zikirlerde seslerini yükseltmezler.
Telbiye, her fırsatta yapılmalıdır. Üç defa tekrarladıktan sonra ardından tekbir, tehlil ve salavat-ı şerife okumak ve Cenâb-ı Hakk’a niyâzda (yalvarış, dua) bulunmak müstehaptır.
Tekbir: “Allahüekber” diyerek Allah’ın yüce varlık olduğunu söylemektir.
Tehlil: “Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” diyerek Allah’tan başka ilah olmadığını ve Hz. Muhammed’in (sas) Allah’ın elçisi olduğunu dile getirmektir.