

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Abdullah Eren, kurumunun 2025 çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
TİKA’nın bu yıl Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Balkanlar’a kadar onlarca ülkede aktif rol aldığına ve farklı coğrafyalardaki bu çalışmaların yerel ihtiyaçlara göre uyarlanmış projelerle dolu olduğuna işaret eden Eren, bu projelerin eğitimden sağlığa, tarımdan altyapıya kadar geniş bir yelpazede çeşitlendirildiğini söyledi.
Eren, Türk kalkınma modelinin, sadece yardım değil gerçek bir ortaklık olarak algılandığını, 2025’te dünyanın dört bir yanında sürdürülebilir gelişime katkı sağladıklarını aktararak, “Türk kalkınma modeli, Türkiye’nin kendi kalkınma deneyimlerinden yola çıkarak, insanı merkeze alan bir yaklaşımdır. Bu model kardeş, soydaş ve gönül coğrafyamızın olduğu her yere Türk insanının ellerini uzatma ve beraber yürüme modelidir. TİKA olarak bu model ile 2025’te dünya genelinde 2 milyonu aşkın insana dokunduk.” ifadelerini kullandı.
2025’te TİKA olarak dünyanın farklı coğrafyalarında hayata geçirdikleri projelerle, Türkiye’nin insani diplomasi ve kalkınma işbirliğindeki güvenilir duruşunu sahada güçlendirdiklerinin altını çizen Eren, “Yaptığımız çalışmalarda bizim için asıl hedef, ihtiyaç anında hızlı destek sunarken uzun vadede yerel kapasiteyi ve sürdürülebilir çözümleri büyütmek.” diye konuştu.
Eren, TİKA olarak sayılardan önce, bir hayatın kolaylaşmasını, bir topluluğun kendi ayakları üzerinde durmasını önemsediklerini dile getirdi.
Kurumu için 2025’in bir “vefa yılı” olduğunu belirten Abdullah Eren, sözlerine şöyle devam etti:
“2025’i ‘vefa yılı’ olarak anarken kastettiğimiz şey, geçmişe nostaljiyle bakmak değil, ortak hafızayı ayağa kaldırarak geleceğe taşımaktır. TİKA’nın restorasyon vizyonu camiden köprüye, anı evinden müzeye kadar ihya ettiğimiz her eserde, medeniyetimizin izlerini görünür kılmak ve diplomasimize güç veren kalıcı bağlar kurmaktır. Bu yıl Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin yeniden açılışından Srebrenitsa’da eski fabrikanın soykırım müzesine dönüşmesine, Naim Süleymanoğlu’nun evinin anı evi olarak yaşatılmasına kadar her proje, geçmişi bugüne taşıyan bir restorasyon değil, ortak hafızayı güçlendiren hatıraları koruyarak adalet duygusunu ve birlikte yaşama iradesini büyüten bir sorumluluk çağrısıdır.”
Eğitime yönelik projelerinin, TİKA’nın sahadaki en stratejik kalkınma aracı olduğunu vurgulayan Eren, “CezeriLAB” çalışmalarıyla gençlere sadece teknoloji kullandırtmadıklarını, gençlerin tüketen değil üreten tarafta olmasının kurumunun eğitim vizyonunun en güçlü imzası olduğunu ifade etti.
Eren, Gazze, Suriye ve Yemen gibi ağır krizlerin yaşandığı bölgelerde temel ihtiyaçtan barınmaya, sağlık ekipmanlarından hizmetlere erişime kadar uzanan desteklerinin, Türkiye’nin insan onurunu merkeze alan dayanışma anlayışının sahadaki karşılığı olduğunu kaydetti.
TİKA koordinasyonunda, ulusal tecrübeyi “Türkiye Yüzyılı’nda Küresel Etkiye Dönüştürmek” hedefi doğrultusunda, Başkan Eren, farklı ülkelere yönelik eğitim programları yürüttükleri kamu kurumlarıyla bir eşgüdüm toplantısı yaptı.
Bu toplantıda Eren, Türk Tipi Kalkınma Modeli kapsamında yürütülen kurumsal kapasite geliştirme ve eğitim projeleri çerçevesinde sahadaki mevcut duruma, tespit edilen ihtiyaçlara ve birlikte daha iyisini inşa edebilecek alanlara ilişkin kapsamlı bilgi paylaşımında bulundu.
Türkiye’nin kalkınma alanındaki tecrübesinin dost ve kardeş ülkelere aktarılmasının önemini vurgulayan Eren, iyi kamu uygulamalarının hedef ülkelere örneklenmesi ve bu birikimin sürdürülebilir işbirlikleriyle yaygınlaştırılmasının, ortak kalkınma hedeflerine ulaşmada kritik rol oynadığını ifade etti.
TİKA, 2025’te dünyanın farklı coğrafyalarında hayata geçirdiği 1500’ü aşkın kalkınma projesiyle küresel kalkınma, insani diplomasi ve uluslararası işbirliği alanlarındaki etkinliğini daha da pekiştirdi.
Kuruluşundan bu yana 170’ten fazla ülkede 33 binden fazla projeye imza atan TİKA, 2025’te “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu sahaya yansıtma hedefi doğrultusunda çalışmaya ve üretmeye devam ederek, yaptığı projelerle 2 milyonu aşkın kişiye dokundu.
Uluslararası kalkınma işbirliğinde çok önemli bir yere sahip olan sürdürülebilir tarım, sanayi ve enerji projeleri de 2025’te TİKA’nın gündemindeydi. Kurum, 260 bini aşkın kişinin faydalandığı 170’i aşkın projeyi tamamladı.
“Kültürel Hayata Katkı”, “Sivil Toplum Kuruluşlarına Destek” ve “Sosyal Hayatın Karşılanması” başlıkları altında yürütülen projelerden TİKA vasıtasıyla dünya genelinde 400 binden fazla kişi faydalandı. Bu projeler, kültürel miras çalışmalarının toplumsal boyutunu da güçlendirdi.
TİKA, Türkiye’nin daha adil bir dünya vizyonuna katkılar sunan kurumlarından biri olarak, yürüttüğü eğitim projeleriyle küresel ölçekte eşitsizliklerin azaltılmasına destek oluyor. Bu anlayışla TİKA’nın dünyanın dört bir yanında yürüttüğü projelerle yalnızca 2025’te 170’ten fazla ülkede 140 binden fazla kişi eğitim imkanına kavuştu.
Sağlık çalışanlarından zanaatkarlara, öğretmenlerden kamu profesyonellerine kadar binlerce kişi 2025’te TİKA’nın dünya genelinde sağladığı 350’den fazla eğitim projesinden yararlandı.
TİKA, bu yıl ilk kez Teknofest’te yer alarak Türkiye’nin teknoloji hamlesini dost ve kardeş ülkelerle paylaşma vizyonunu güçlü biçimde ortaya koydu.
TİKA’nın özgün markası “CezeriLAB” projesi de Teknofest etkinliklerinde yerini aldı.
TİKA tarafından 24 ülkede teknoloji laboratuvarlarının kurulmasını kapsayan CezeriLAB programı, her geçen yıl genişletilerek sürdürülmeye devam ediyor.
TİKA’nın dost ve kardeş ülkelerde kurduğu, lise ve üniversite öğrencilerinin 3D tasarım ve baskı süreçlerini öğrenip deneyimleyebileceği yüksek kapasiteli teknoloji laboratuvarları olan CezeriLAB ve CezeriAtölye’lerin sayısı 2025 itibarıyla 28’e ulaştı.
CezeriLAB’lerde tasarlanarak üretilen eserlerin yarıştığı ve bu yıl ikincisi düzenlenen “CezeriFest” Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki birikimini küresel ölçekte paylaşma kararlılığının önemli bir göstergesi oldu.
“Engelleri Kaldırmak İçin Tasarla” temasıyla Ankara’da düzenlenen “CezeriFest 2025″te, 22 ülkeden öğrenciler 3D tasarımlar ve yenilikçi projelerle yarıştı. Etkinlik, ülkeler arası dostluğu güçlendiren ve bilimsel merakı teşvik eden uluslararası bir platform olarak öne çıktı.
TİKA, dünyanın farklı bölgelerinde Türkçe eğitimini yaygınlaştırmak ve Türk dili ile kültürünü tanıtmak amacıyla da çok sayıda projeyi hayata geçiriyor.
Balkanlar’da 2015’te başlayan “Her Okula Bir Türkçe Sınıfı” programı 2025’te Kazakistan’da Astana, Semey ve Oral şehirleri, Özbekistan’da Semerkant ve Surhanderya vilayetleri başta olmak üzere çeşitli şehirlerde üniversiteler bünyesinde modern donanımlı Türkçe sınıfları açılarak öğretmen adayları ve öğrencilerin dil öğrenimi desteklendi.
TİKA, dünyanın farklı ülkelerinde kurduğu bu sınıflarla Türkçe öğretimi için gerekli altyapıyı sağlayarak artan ilgiyi karşılamayı hedefliyor.
TİKA, 2025’te toplam 34 ülkede engellilerin yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik projeler yaptı. Bu ülkeler arasında kırılgan koşullara sahip Suriye, Filistin, Ruanda, Ürdün, Afganistan ve Cibuti gibi ülkeler yer alırken kurum, dezavantajlı gruplara yönelik projelerle engelli bireylerin yaşam kalitesini yükseltmeyi, kadınların ekonomik hayata katılımını artırmayı ve sosyal koruma mekanizmalarının dışında kalan kesimlere yeni fırsatlar sunmayı hedefliyor.
Kuzey Makedonya’da Down sendromlu çocukların eğitim aldığı sınıfları yenileyen TİKA, Arnavutluk’ta da engelli çocuklara yönelik rehabilitasyon odaları ve fizyoterapi ekipmanlarını tamamlayarak hizmet kapasitesini artırdı.
TİKA’nın sosyal kapsayıcılık odaklı yaklaşımı ile Latin Amerika’da, Kolombiya’da Down sendromlu gençlerin ekonomik hayata aktif katılımını desteklemek amacıyla kurulan “Cafe Anatolia”, öğrencilerin kendi işletmelerini yönetmelerine imkan tanıyan örnek bir model haline geldi.
Güney Asya’da, Filipinler’de işitme engelli öğrencilere yönelik barista eğitimleri veren TİKA, öğrencilerin gelir elde etmelerini sağlayacak kafe altyapılarını kurdu.
TİKA’nın sağlık alanındaki projelerinden faydalanan kişi sayısı 800 bine yaklaşırken, acil ve insani yardımlar kapsamında ise 222 bin 500 kişiye doğrudan destek sağlandı.
Gazze, Suriye ve Yemen’de devam eden insani krizlere yönelik yoğun çalışmalarda bulunan TİKA, temel ihtiyaç paketleri, sağlık ekipmanları ve barınma çözümleriyle yüz binlerce kişiye ulaşarak hayat kurtaran destekler sundu.
TİKA ile ulaşım projeleri kapsamında ise 2025’te 100 bini aşkın kişi doğrudan hizmetlere erişim imkanına kavuştu.
TİKA’nın Afrika kıtasına yaklaşımının temelini “kendi kendine yeterlilik” ilkesi oluştururken, Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler üretme hedefi doğrultusunda Gine, Kamerun, Ekvator Ginesi ve Gabon’da kakao, kahve ve ananas gibi yerel ürünlerin ham maddeden mamul ürüne dönüştürülmesini sağlayan üretim tesisleri kuruldu. Enerji ihtiyacında jeneratörler yerine güneş enerjisi gibi sürdürülebilir çözümlerin tercih edilmesiyle yalnızca anlık ihtiyaçlara değil, uzun vadeli kalkınma kapasitesine de katkı sağlandı.
İlk ofisini 1992’de Avrasya bölgesinde açan TİKA, Türk dünyası ile 30 yılı aşkın köklü çalışma geleneğini sürdürerek, tarihi ve kültürel bağları güçlendirmeye devam ediyor. 2025’te Orta Asya ve Kafkaslar bölgesinde 250’ye yakın proje yapılırken eğitim, sağlık ve kültürel işbirliği başlıkları projeler arasında öne çıktı.
Orta Asya’da Türk tarihi için büyük önem taşıyan nitelikte bulguların ortaya çıktığı arkeolojik kazılar ve koruma projeleriyle TİKA, Azerbaycan’daki Keşikçidağ Devlet Tarih ve Kültür Koruma Alanı’nda bulunan arkeolojik eserlerin Türkiye’de laboratuvar analizlerinin yapılması, Moğolistan’daki HermenDenj Harabeleri’nde yapılan kazıların Türklerin yerleşik hayata geçişiyle ilgili çok önemli veriler sunması ve kadim Türk şehirleriyle ilgili bilinmeyen hususları aydınlığa kavuşturma potansiyeli taşıyan sonuçlar vermesi bu işbirliğine örnek teşkil ediyor.
Moğolistan’da Bilge Tonyukuk Yazıtları ve çevresinde yürütülen müze, çevre düzenlemesi ve koruma projeleriyle de Orhun Vadisi’ndeki kadim Türk varlığını gelecek nesillere aktaracak çağdaş bir altyapı oluşturan TİKA, Orta Asya’dan Kafkasya’ya uzanan geniş bir coğrafyada Türk tarihinin farklı dönemlerine ait somut mirası koruma altına alarak ortak hafızayı güçlendiriyor.
Sıfır Atık Hareketi’nin kurucusu ve Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan’ın öncülüğünde şekillenen sıfır atık vizyonu kapsamında TİKA, geri dönüşüm projeleriyle Filistin’den Namibya’ya, Cezayir’den Endonezya’ya kadar 17’den fazla ülkeye ulaştı.
TİKA, başta üretim, tarım ve hayvancılık olmak üzere tüm proje tasarımlarında sürdürülebilirliği öncelikli bir kriter olarak ele alıp doğal kaynakların korunması, iklim koşullarına uyum ve çevresel etkilerin azaltılması konularını bütüncül biçimde hesaba katıyor.
Afrika ve Güney Asya’da yoğunlaşsa da dünya genelinde artan iklim kaynaklı riskleri ve sosyal kırılganlıkları dikkate alan TİKA, bu çerçevede çalışmalar yürütmeye öncelik veriyor. Kuraklık, sel ve tarımsal üretimde yaşanan kayıpların etkilediği birçok ülkede TİKA, gıda güvenliğini güçlendiren tarım ve hayvancılık destekleri, iklim dirençli üretim modelleri ve yenilenebilir enerji çözümleri geliştiriyor.