Türkiye, doğal ve arkeolojik güzelliklerin yanı sıra zengin bir jeolojik mirasa da sahip. Bu değerlerin korunması ise yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın önemsediği bir konu.
Jeosit alanlarına ilişkin dünyanın saygın koruma bölgeleri, her yıl Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği (International Union of Geological Sciences – IUGS) tarafından hazırlanan “100 Jeolojik Miras” listesiyle duyuruluyor.
Kriterleri karşılayabilen jeosit alanları liste için aday gösterilebiliyor. 2024 yılında Türkiye’den Nemrut Kalderası ile Salda Gölü bu listeye girmişti.
Bu yıl IUGS, Türkiye’den yalnızca tek aday kabul etti. Türkiye içinde yer alan ve aday gösterilebilecek 171 yer içinden şekli nedeniyle “dünyanın nazar boncuğu” olarak isimlendirilen Meke Maarı aday seçildi.
Jeolojik Mirası Koruma Derneği (JEMİRKO) önderliğinde Hacettepe Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden temsilciler Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile Meke Maarı’nı aday olarak belirledi.
JEMİRKO Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Kazancı, “Eylül ayına kadar ilk değerlendirme aşaması tamamlanmış olacak. Ümidimiz büyük” dedi. IUGS’den “Başvurunuz kurullara uygun. Değerlendirme safhasına girecek yerler arasına kabul edilmiştir” cevabını aldıklarını belirten Kazancı, bu yıl neden Meke’nin aday olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Geçen yıl 14 Mart’ta hazırlanan ulusal listeye Meke Maarı da girmişti. Ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir yer çünkü görsel güzelliğinden başka Anadolu tektonik levhasının içinde gelen monojenik bir volkandır. Dünyada orejenik platolar üzerinde gelişmiş, monojenik levha sayısı azdır. Burası bir krater değil patlama çukuru. Sonrada bu patlama çukuru içinde bir lav kubbesi gelişiyor. İki evreli bir volkanizma söz konusu. Bu az rastlanan bir durum olduğu için aday gösterildi. Maar çok ama hem bu özellikleri hem de coğrafi olarak güzelliği nedeniyle aday seçildi.”
Meke Maarı’nın son 100 bin yılda başlayıp son olarak 5 bin yıl önce aktivite görülen bir yanardağ üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Kazancı, “Çatalhöyük’te bir volkanın patlamasını gösteren resimler bulundu ve Hasan Dağı olarak yorumlandı. Belki de bu çizilen yanardağ Hasan Dağı değil, Meke idi çünkü insan dönemine denk geliyor. Son 20 bin yıl içinde” dedi.
Meke Maarı, Türkiye’nin adayı ancak IUGS’nin listesi için aday olup olmayacağı eylül ayına kadar yapılacak değerlendirmelerle belirlenecek. Bu aşamadan sonra son 100 için yeni bir değerlendirme süreci başlayacak. Meke Maarı’nın 100 Jeolojik Miras listesine girmesi durumunda, dünyadan yoğun ziyaretçi alması bekleniyor.
Halk arasında ‘Meke Gölü’ olarak bilinse de Meke, teknik olarak bir maar. Yani lav ve magmanın oluşturduğu hafif kabarmış bir krater. Böylece nazar boncuğu şeklini andıran ikili bir göl yapısı ortaya çıkıyor. Son yıllarda küresel ısınma ve kuraklıktan etkilenen ve iç göl kısmı kuruma tehlikesi geçiren maar, su taşınması yöntemiyle eski günlerine döndürülmeye çalışılıyordu.