GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,3877
EURO
45,6207
ALTIN
4.290,61
BIST
9.366,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Hafif Yağmurlu
24°C
Samsun
24°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
24°C
Salı Hafif Yağmurlu
24°C
Çarşamba Açık
26°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
26°C

Uzmanlara göre, çocukları hedef alan pazarlama stratejileri “şeker bağımlılığını” körüklüyor

Uzmanlara göre, çocukları hedef alan pazarlama stratejileri “şeker bağımlılığını” körüklüyor
REKLAM ALANI
17.06.2025 13:43
A+
A-

Çoğunlukla tatlı ihtiyacını karşılamak ve mutlu hissetmek gibi “masum” nedenlerle tüketilen şekerli gıdalar, insan sağlığı ve beyin fonksiyonları üzerinde çeşitli olumsuz sonuçlar doğuruyor.

Araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi fiziksel sağlık sorunlarına yol açmasının yanı sıra kan şekeri seviyelerinde ani dalgalanmalara neden olarak bilişsel işlevleri de olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor.

İşlenmiş gıdaların çoğunda bulunması nedeniyle farkında olmadan aşırı tüketilen şeker, beyindeki ödül mekanizmasından sorumlu bölgeyi uyararak dopamin salgılanmasına yol açıyor. Bu da tıpkı madde bağımlılıklarında olduğu gibi kişide tekrar tüketme isteğine neden oluyor.

Çok uluslu gıda şirketlerinin, pazarlama stratejilerinde özellikle çocuk ve gençleri hedef aldığını belirten uzmanlar, bu durumun önüne geçilmesi için daha sıkı yasal düzenlemeler getirilmesi çağrısında bulundu.

Yemek tercihleri 0-3 yaş grubunda şekillenmeye başlıyor

ABD’de Kuzey Carolina Üniversitesi (UNC) Gillings Küresel Halk Sağlığı Okulu Beslenme Bölümünden Profesör Barry Popkin, AA muhabirine verdiği demeçte, insanlığın tatlıya olan doğal eğilimin hayatta kalma içgüdüsüyle geliştiğini ifade etti.

Popkin, yüz binlerce yıl boyunca hayatta kalmak için ihtiyaç duyulan şeker ve besin öğelerini meyve ve böğürtlen gibi besinlerden karşılayan insanların, tatlıyı olumlu bir uyarı olarak algıladığını, buna karşılık acı tatları ise zehirli bitkilerden korunmak amacıyla olumsuz bir sinyal olarak değerlendirdiğini belirtti.

Ancak modern dünyada şeker tüketiminin kontrolsüz şekilde arttığını vurgulayan Popkin, özellikle şeker, doymuş yağ ve katkı maddeleri içeren aşırı işlenmiş gıdaların tüketicilerde daha fazla yeme isteği uyandırması nedeniyle bağımlılık benzeri etki yarattığını aktardı.

Popkin, bu ürünlerin işlenme şekilleri nedeniyle bağımlılık yapıcı hale geldiğini söyleyerek tıpkı sigarada olduğu gibi bu tür gıdaların da bağımlılık yapan maddeler arasında sınıflandırılması yönünde bilim dünyasında artan bir baskı olduğunu dile getirdi.

İnsanlarda damak tadının ve yemek tercihlerinin 0-3 yaş grubundayken şekillenmeye başladığına işaret eden Popkin, “Eğer (bu yaş grubundaki çocuklar) tatlı yiyecekleri bol miktarda tüketirse ilerleyen yaşlarda da tatlı yiyecekleri tercih edecektir.” diye konuştu.

Popkin, çocukların tüketmesi gereken bebek mamalarının içinde çok miktarda şeker bulunduğunu belirterek “0-3 yaşındaki herhangi birinin vücuduna ilave şeker alması için mantıklı tek bir neden yok.” ifadesini kullandı.

Çocuklar şeker bağımlılığında “en savunmasız” grup

ABD’li nörobilimci Dr. Nicole Avena, “Şeker, dopamin sistemi ve beyin üzerinde, bağımlılık yapan maddelerin etkilerine benzer şekilde etkiler gösteriyor.” dedi.

Avena, şekerin bağımlılık yapıcı etkisinin insanların bu tür işlenmiş gıdaları bırakmasını zorlaştırdığını belirterek özellikle çocukların bu bağımlılığa karşı en savunmasız grup olduğunun altını çizdi.

Çocukların tatlılara olan eğiliminin yetişkinlere kıyasla daha yüksek olduğunu söyleyen Avena, gıda endüstrisinin bunu dikkate alarak çocuklara yönelik yoğun pazarlama stratejileri yürüttüğünü vurguladı.

Avena, şekerli ürünlerin pazarlanmasına sınırlama getirilmesi gerektiğini savunarak “Çünkü bu ürünler, işleri ve aile sorumlulukları arasında denge kurmaya çalışan meşgul ebeveynlerden birçok yönden çıkar sağlıyor. Pratik bir gıda seçeneği olarak tanıtılıyorlar ancak pek çok açıdan oldukça tehlikeliler ve çocukların hayatları boyunca sürecek sağlık sorunlarına zemin hazırlayabiliyorlar.” diye konuştu.

İstanbul seyahati sırasında sigara paketlerinin üzerinde bulunan uyarı etiketlerinin büyük olmasının dikkatini çektiğini dile getiren Avena, “Biz ABD’de çok daha küçük uyarı etiketleri kullanıyoruz ancak eğer çok belirgin ve dikkati çekici uyarılar olursa insanların iki kez düşüneceğini değerlendiriyorum. Bu durum, insanların bu yiyecekleri çocuklarına sunmadan önce tekrar düşünmelerine ya da en azından çocuklarının bu tür gıdaları tüketme sıklığını azaltmayı düşünmelerine yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Sağlıksız ürünler ucuz ve kolay ulaşılabilir”

Küresel Sağlık Savunuculuğu Kuluçka Merkezi (GHAI) Gıda ve Beslenme Politikaları Başkan Yardımcısı Dr. Veronica Schoj da şeker, doymuş yağ ve yapay tatlandırıcı içeren aşırı işlenmiş gıdaların, sağlıksız olmalarının yanı sıra doğal ve besleyici gıdaların tüketimini geri plana itmesi nedeniyle de insan sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Schoj, “Aşırı işlenmiş gıda ve içeceklerle ilgili ortaya çıkan kanıtları karşılaştırdığımızda, tıpkı tütün ürünlerinde olduğu gibi bu ürünlerin de bağımlılık kriterlerinin tamamını karşıladığını görüyoruz.” dedi.

Teknoloji ve yapay zekanın pazarlama sektöründe kullanılmaya başlamasının, bu alanda yeni kısıtlamalar getirilmesini zorunlu kıldığını belirten Schoj, aşırı işlenmiş gıdalara yönelik pazarlama stratejilerinin çocuklar ve gençler üzerinde “devasa” etkiler oluşturduğunu söyledi.

Schoj, çok uluslu gıda şirketlerinin, özellikle çocukları hedef alan “agresif” dijital pazarlama stratejileriyle sağlıksız beslenme biçimlerini “normalleştirdiğini” kaydetti.

Şekerin ve aşırı işlenmiş gıdaların zararlı etkilerinden kurtulmakta, bireysel farkındalık önemli olmasına rağmen bu tür sorunların çözümünün toplumsal boyutta ele alınması gerektiğinin altını çizen Schoj, “Sağlıksız ürünlerin her yerde ucuz ve kolay ulaşılabilir olduğu bir ortam bize hiç yardımcı olmazken sorumluluğu tamamıyla bireylere yükleyemeyiz.” ifadesini kullandı.

Schoj, bu tür ürünlerle mücadelede en etkili yöntemlerin başında vergilendirme politikaları geldiğini vurgulayarak alkol ve tütündeki gibi ürünlerin zararlı etkilerine dair etiketlerin de tüketici tercihlerini değiştirmede etkili olduğu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.