Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen çevrim içi konferanslar dizisinin Mayıs ayı programı, “Din ve Dindarlık Bilinci” temasıyla gerçekleştirildi.
Türkiye genelindeki 81 ildeki 501 Aile ve Dini Rehberlik Büro/Merkezinde görev yapan 4 bin 573 personelin katıldığı konferans, çevrim içi platformda yoğun ilgiyle takip edildi.
Konferansa Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni, yazar ve senarist İbrahim Varelci konuşmacı olarak katıldı.
Programın açılış konuşmasını, Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkan vekili ve Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanı Fatih Yıldız, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile, gençlik ve çocuklara yönelik manevi danışmanlık hizmetlerinin önemine dikkat çekerek; özellikle dijital çağda çocukların ve gençlerin korunmasında sahadaki din görevlilerinin rehberliğine büyük ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Sonrasında dijital medya içeriklerinin ideolojik, kültürel ve psikolojik boyutlarını ortaya koyan Varelci, modern medya platformlarında yer alan dizi ve filmlerin, aile yapısına aykırı değerleri olağanlaştırdığını ve özellikle çocukları hedefleyen içeriklerde bilinçsizce kodlanan mesajlarla geleneksel ve dini değerlere zarar verdiğini vurguladı.
Varelci, izleyicinin hikayeye bağ kurması ve karakterlerle özdeşleşmesi yoluyla medya içeriklerinin birer “ideolojik zerk” haline geldiğini ifade etti. Çizgi filmlerden gençlik dizilerine, aile dramalarından romantik komedilere kadar pek çok içerikte, aldatma, şiddet, eşcinsel yönelim gibi öğelerin normalleştirildiğini; bunun sonucunda ise genç zihinlerde ahlaki çerçevenin bulanıklaştığını dile getirdi.
Medya üzerinden zihin inşasının sadece içerikle değil, aynı zamanda izleme alışkanlıkları üzerinden de kurgulandığını belirten Varelci, binge-watching (tıkanırcasına izleme) gibi izleme modellerinin dopamin bağımlılığına neden olarak bireyin gerçek hayattan kopmasına sebep olabileceğini aktardı. Aile içi iletişimin yerini ekran karşısı sessizliklerin aldığına dikkat çekti.
Konferansta, medyada çocukların rol modelleri haline getirilen karakterler aracılığıyla dayatılan yaşam tarzlarının, gençler üzerinde kimlik karmaşası oluşturduğu; mahremiyetin ve ahlaki duyarlılığın zayıflatıldığına dair somut örneklerle değerlendirmelerde bulunuldu.
Programın sonunda katılımcıların sorularını da cevaplayan Varelci, ailelerin medya okuryazarlığı konusunda bilinçlenmesi gerektiğini, çocuklarla birlikte içerik analizi yapılmasının önemli bir adım olduğunu ve yerli yapımların hem estetik hem de ahlaki olarak güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca dini içerikli çizgi film ve yayınların, hikâyeleme teknikleriyle zenginleştirilmesinin çocuklar üzerindeki etkiyi artırabileceğine dikkat çekti.