AİLE MEKTEBİ
Okutmak, yazdırmak veya anlatmak, yeterli olmuyor.
Eğitim, hatta din eğitiminden bahsediyorum. Bakarsanız herkez çocuğu kültürlü, ahlaklı, saygılı vs. olsun istiyor.
Okullar kreşler, anaolulları, ilkokul, orta, lise birde üniversite, okul, okul, okul, lütfen yanlış anlaşılmasın okulların gereksiz olduğunu söylemiyorum. En iyi kreş, eniyi anaokulu, en iyi okul, en iyi lise, en iyi üniversite uzayıp gidiyor. Okulların en iyisini okuyunca en yüksek puanlarla mezun olunca, yarış atı gibi o sınav senin bu sınav benim LGS, YKS vs. uzayıp gidiyor. Derken Ahlak erdem, elbecerisi, sosyallik, adabı muaşeret, çoktan uçtu gitti
Ne olacak bu gençliğin hali. Aile yaşamı, yozlaşmış, toplum hayatı yozlaşmış, ebeveynlerin bireysel hayatları karmakarışık. Yine sorsanız herkez müslüman!
Müfredat ve mevzuatlarda eğitim 4-6 yaş ile başlıyor. Oysa çocuk doğumun hemen sonrasında etrafında olup bitenleri, insanları onların hareketlerini, konuşma şekillerini, el kol hareketleri vb. gözlemleyerek kendilerince bir gözlem yoluyla yaşam biçimi veya ahlaki yapı, huy edinme, karakter oluşturmaya başlarlar. Annenin oturması kalkması, babanın yürüyüşü, giyim kulam şekli vs. Sürekli yaptığı birşey varsa onu yapma şekli gibi.
Toplumda yaşayan diğer insanların yaşam şekillerinin etkileri yadsınamayacak kadar çoktur.
Hasılı, çocukların, gençlerin anlatılan yada okutulup yazdırılan kitabi bilgilerden daha çok gördüklerine itibar ettikleri ortada.
Uzun lafın kısası, Çocuğu iyi bir okula kaydettirmek diye bir cümle var. Bundan daha önemlisi iyi bir anneye, babaya, hasılı iyi bir aile mektebine kaydettirmektir.
Bir zat İbni Haldun’a sordu: “Cocuklarımızı nasıl terbiye edelim? Dedi ki :” Cocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zaten size benzeyeceklerdir. Kendinizi terbiye edin yeter.
Öldüğünüz zaman sizin arkanızdan hayır dua edecek evlat sayesinde yeniden hayat bulursunuz.
Hz Peygamber SAV buyurmuştur.” Hiç bir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır.