11. ve 12. yüzyıllara ait Türk-İslam mimarisine ait eserleri bünyesinde barındıran ve 2012’de UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesi’ne dahil edilen Ani Ören Yeri, 2016’da Dünya Kültür Mirası olarak tescil edildi.
Yaklaşık 100 hektarlık alana kurulan Ani, Anadolu’da yapılan ilk Türk camisi olan Ebu’l Menuçehr Camisi (Ani Ulu Camisi), Selçuklu Mezarlığı ve Selçuklu Kümbetleri gibi Türk-İslam dönemine ait önemli eserlerin yanı sıra Ani Katedrali (Fethiye Camisi), Amenap’rkitch Kilisesi, Tigran Honents Kilisesi ve Abughamrents Kilisesi gibi Hristiyan dönemine ait dini eserleri de bünyesinde barındırıyor.
Ani Ören Yeri’nde “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” olarak tescillenen Fethiye Camisi, şehrin güneyinde Arpaçay vadisinin üst düzlüğünde yer alıyor. II. Simbat tarafından 987 yılında inşasına başlanan yapı, 1010 yılında Bagratlı Emiri I. Gagik’in eşi Katramide tarafından tamamlandı.
Eserin mimarı ise İstanbul’daki Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin kubbesini onaran Tridat olarak kayıtlarda yer alıyor.
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 yılındaki fethiyle Türk fetih geleneklerine uygun şekilde camiye dönüştürülen tarihi mekan, Alparslan’ın ilk cuma namazını burada kılması sebebiyle Fethiye Camisi adıyla biliniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dünya Anıtlar Fonu tarafından başlatılan camideki onarım, üç etap planlanan çalışmaların ardından yeniden ziyarete açılacak.
Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, yaptığı açıklamada, Sultan Alparslan’ın 16 Ağustos 1064’teki fethinin dünyada büyük yankı uyandırdığını ve tüm İslam dünyasını büyük sevince boğduğunu söyledi.
Dönemin Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah’ın fetihle birlikte bir ferman yayınlayarak Sultan Alparslan’a “Ebu’l Feth” yani “Fetihler Babası” ünvanı verdiğini anlatan Arslan, “Sultan Alparslan, fethin hemen ardından Türk fetih geleneklerine uygun şekilde Ani’nin en büyük kilisesi konumunda olan bu katedrali camiye dönüştürmüş, kubbesindeki haçı indirerek yanında özel olarak getirdiği altın hilalle değiştirmiş ve ilk cuma namazı da burada kılınmıştır.” dedi.
Kiliseden camiye dönüştürülen katedralin Anadolu’daki ilk fetih camisi olduğunu vurgulayan Arslan, şöyle devam etti:
“Kilise aslında 10. yüzyıl sonlarında Bagratlılar zamanında inşa edilmiş ve kentin en büyük kilisesi konumunda olan bir yapı. Sultan Alparslan’ın fethiyle birlikte camiye dönüştürülmüş ve ilk cuma namazı burada kılınmıştır. Dolayısıyla bu yapı Anadolu’daki ilk fetih camimiz. Anadolu’da bildiğimiz gerçek manada iki fetih camisi var; bunların ilki Ani’deki bu cami, diğeri de hepimizin malumu 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle camiye dönüştürdüğü Ayasofya Camisi. O yüzden manası ve anlamı özel olan bir yapıdan bahsediyoruz.”
Arslan, Fethiye Camisi’nin kubbeli bazilikal planda inşa edilmiş bir yapı olduğunu, mimarlığını da Tridat’ın yaptığını belirterek, “Biz Tridat’ı aynı zamanda İstanbul Ayasofya Camisi’nin kubbesini onaran mimar olarak da biliyoruz. Tridat, Ani’den İstanbul’a davet edilmiş ve Ayasofya Camisi’nin kubbesini onararak tekrar Ani’ye dönerek bu yapıyı tamamlamış.” diye konuştu.
Çalışmaların tamamlanmasıyla caminin ziyarete açılacağını bildiren Arslan, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile Dünya Anıtlar Fonu ortaklığında devam eden üç etaplı bir onarım çalışması var. Çalışmalar halen daha devam ediyor. İkinci etap çalışmalarının bu yıl tamamlanması planlanmakta. Önümüzdeki yıllarda üçüncü etap çalışmalarıyla birlikte ziyaretçilere de açılmış olacak.” bilgisini paylaştı.
Kaynak: AA