Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda bulunan milyonlarca hacı adayı, Arafat Vakfesi öncesinde büyük bir heyecan yaşıyor. Arafat’a çıkacak olmanın coşkusunu yaşayan hacı adayları, yıllarca süren bekleyişlerinin ardından bu kutsal ana kavuşacak olmanın tarifsiz duygularını Diyanet Haber’e anlattı.
Çorum’dan gelen Songül Kunduracı, Hac için tam 14 yıl beklediğini belirterek, Arafat’a çıkma hissini ” Hani bir anne çocuğunu dünyaya getirmek için saatler kalır ya, ben onu hissediyorum. Yeniden doğmak ve bundan sonraki hayatımda bundan önceki yaşımı değil, bundan sonraki yaşımı baz alacağım inşallah. Öyle bir sevinç var. Rabbim’le en güzel şekilde yakınlık ve sevgi bağı kurmak. Arafat’ın önemi benim için bu. Ve bütün günahların affı.” sözleriyle ifade etti.
Kunduracı, Arafat’ın kendisi için büyük bir arınma ve kulluk anlamı taşıdığını belirterek şöyle devam etti:
“Herkesin kendince bir ayıbı, kendince bir kusuru, hatası hatta günah boyutu çok fazladır. Hani derler ya münafık günahını atın burnuna konulmuş toz gibi. Ama mümin, Müslüman dağlar kadar görür misali. Günahımı dağlar kadar gören bir insanım. Müslümanlardanım inşallah. Allah’a sonsuz güvenim, sonsuz saygım ve affolunacağına inandığım bir gün olacak inşallah.”
“Allah’ın razılığı ve hoşnutluğunu istiyorum”
Peygamber Efendimizin “Hac Arafat’tır” sözünü hatırlattığımızda gözyaşlarını tutamayan Kunduracı, “Hac Arafat ve Cenab-ı Allah ne diyor? Kabul olunmuş hac, cennetle müjdeli. Ben daha büyüğüne talibim. Cennet değil benim istediğim. Allah’ın razılığı ve hoşnutluğudur. İnşallah Rabbim cümlesiyle beraber beni de razılığı ve hoşnutluğunu kazanmış kullarından ve öncülerden olmayı nasip eylesin, diye bekliyorum.” ifadelerini kullandı.
Röportaj boyunca hac dönüşü için önemli kararlar aldığını da dile getiren Kunduracı, hayatında yeni bir sayfa açmak istediğini dile getirerek şöyle devam etti,
“Herkesin kendine göre ayıpları günahları var. Domuz etinden insanlar çok kaçınır ama gıybetten kaçınmıyoruz maalesef. İnşallah. Allah’ın yardımıyla bunlardan kaçınmak. Hayatımızda Hazreti Ömer gibi adaletli olmak. Allah’ın adaletini korumak. Bu ve buna benzer unsurları düşündüğümüz zaman geçmişteki hayatıma baktığımda gerçekten çok büyük eksiklerimiz var. Benim kendimce gördüğüm ayıplarım var. Neyin ayıbı? İslami yaşantımın ayıbı. Nasıl ki? Hakkıyla yerine getirememek. Bunların olmaması için bir çaba sarf etmek istiyorum.”
“En güzeliyle karşılık vermek istiyorum”
Kunduracı, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“En güzeliyle karşılık vermek istiyorum. Çünkü Rabbim bana çok güzel bir lütufta bulundu. Hayal bile edemedim belki. Bilmiyorum. En güzeliyle karşılık vermek isterim. Çünkü en güzeli beni burada misafir ediyor. Orada huzuruna kabul ediyor. Bilmiyorum. Hani şeydir ya. Rabbim hiçliğin boşluğundayken anıp yarattı ya bizi. Bu zaten insan için çok büyük bir şeref. Ben kendimi o şekilde görüyorum. Ve burada da bu haccı bana nasip etmesi, onun önünde vakfeye durmak. Her gönle nasip etsin inşallah Rabbim. Orada onun misafiri olmak, bunu çok büyük bir şeref olarak görüyorum. Belki dile getiremiyorum. Dile getirebilecek sözlükler de bilmiyorum ama bu, insan için gerçekten çok büyük bir şeref. Çünkü tek olan Mabud’un sana takdim etmiş olduğu bir şeref diye düşünüyorum”
Hacı Adayı Safa Ebrem: Beyaz bir sayfa açacağız
Kayseri’den gelen Safa Ebrem ise 12 yıl süren bekleyişin ardından Kâbe’yi görmenin ve Arafat’a çıkmanın “çok büyük heyecan” olduğunu belirtti.
Ebrel, Arafat’ta başta geçmişleri olmak üzere, çocukları, kendileri ve tüm Müslümanlar için dua edeceklerini söyledi. Özellikle Gazze’deki Müslümanlar için dua edeceğini vurgulayan Ebrel, Arafat’tan sonra “beyaz sayfa açacaklarını”, “çoğu şeyi unutacaklarını” ve “hacı olarak kalmaya” özen göstereceklerini belirtti.
Hacı Adayı Ali Deveci: Anadan Doğmuş Gibi Olacağız
Kayseri’den gelen Ali Deveci de 15 yıllık bekleyişin ardından Kâbe’yi ilk gördüğünde “tarifi imkansız bir şey. Nutkum tutuldu. Ağladım desem yani çaresiz bir yaşandı, anlatılmaz, yaşanır sadece” diyerek duygularını dile getirdi.
Arafat için ise “anadan doğmuş gibi olacağız inşallah” ifadelerini kullanan Deveci, ümmet-i Muhammed’e, ailesine ve zorda olan tüm Müslümanlara bol bol dua edeceğini aktardı.
Hacı Adayı Nuriye Ebrem: Bundan sonra hepsini terk edeceğiz
Kayserili Nuriye Ebrem de 13 yıl bekledikten sonra ilk kez geldiği Kutsal Topraklar’da Kâbe’yi ilk gördüğünde çok heyecanlandığını belirtti. Arafat’a çıkmaya sayılı saatler kala çok heyecanlandığını dile getiren Ebrem, “İçim şöyle kalbim atıyor. Bir tane de oraya geçebilelim inşallah, hakkıyla yapalım” dedi.
Arafat’ta “Ümmet-i Muhammed’e, İslam alemine, gelmişimize, geçmişimize, anamıza, babamıza, çoluğumuza, çocuğumuza, Gazze’ye, hepsine yapacağız inşallah” diyerek dua edeceklerini ifade etti.
Ebrem, Arafat’ta günahların affedilmesi müjdesiyle birlikte “ister istemez dedikodu gıybet de yaptık. Bundan sonra hepsini terk edeceğiz” diyerek yeni bir başlangıç yapma kararlılığını gösterdi.
Hacı Adayı Hasan Aslaner: Büyük bir heyecan
Çorum Sungurlu’dan Hasan Aslaner ise Arafat’a çıkmanın kendisi için “Büyük bir heyecan” olduğunu belirtti.
Aslaner, tüm Müslüman alemine dua edeceğini dile getirdi. Arafat’ta günahların affedilecek olması müjdesinin tarifsiz olduğunu vurgulayan Aslaner, döndüğünde de “Kendimize çok dikkat ediyoruz. Burada gördüğümüzü anlatmamız lazım onlara.” diyerek hac bilincini yaşamaya devam edeceğinin altını çizdi.
Hacı Adayı Duran Şahin: Bir daha da tekrarlamamak için söz vereceğim
Kırşehirli Duran Şahin de 17 yıl süren hasretinin dindiğini ifade ederek, Kabe’yi ilk gördüğünde çok heyecanlandığını ve duygusal anlar yaşadığını söyledi.
Şahin Arafat için “Tüm günahların affolacağı bir yer, bereketin bol olduğu bir yer. Rabbim ülkemize tüm Müslüman alemine bolluk bereket versin. Sağlık, sıhhat versin. Günahları affolsun cümlenin” diyerek dualarını paylaştı.
Şahin, Arafat’tan sonra “anadan doğmuş gibi olacağını” ve ” hatalarını bir daha da tekrarlamamak için söz vereceğini” ifade ederek, gelmeyenlere de haccın nasip olması dileğinde bulundu.