Başkan Erbaş: Bugün pek çok ülkede alınan siyasi kararlar, İslam düşmanlığının kurumsallaştığını gösteriyor

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Bilim Üniversitesi İslamofobi ile Mücadele Merkezi ve İslamofobi Araştırma Enstitüsünün (CENTERCIF) açılış törenine katıldı.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde düzenlenen törende konuşan Başkan Erbaş, İslam karşıtlığıyla başlayıp düşmanlığa dönüşen söz konusu hastalıklı tavrın tezahürleriyle her geçen gün daha fazla karşılaşıldığına dikkati çekerek, “Esasen İslam karşıtlığı yeni bir şey değildir. İslam ve Müslümanlar, özellikle Avrupa ülkelerinde öteden beri karalamanın, ötekileştirmenin, ayrımcılığın hedefinde olmuştur. Kendisini tarihin merkezinde gören bir zihniyet, asırlardır İslam dinine ve Müslümanlara karşı nefret ve düşmanlık sergilemektedir.” dedi.

“Müslümanlara yönelik fiziksel şiddet ve saldırılar, bazı ülkelerde sıradan hadiseler haline geldi”

Başkan Erbaş, geçmişte olduğu gibi bugün de İslam’ın, kimi odaklar tarafından korku ve nefret uyandıran bir din olarak lanse edildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

“Kendi kirli siyasetlerinin bir tezahürü olarak meydana gelen terör olaylarına, Müslümanları zan altında bırakacak bir bakışla medyada yer vermektedirler. Taraflı ve maksatlı bir şekilde üretilen manipülatif haberler, İslam’a karşı nefreti her geçen gün daha da körüklemektedir. Nefret söyleminin ifade özgürlüğü adı altında serbest bırakılması, ne yazık ki çok sayıda insanı olumsuz etkilenmekte; Müslümanlara karşı düşmanca tavır almalarına sebebiyet vermektedir.

Nitekim bugün, İslam’a ve Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük, karşıtlık, ayrımcılık, ırkçılık, nefret, düşmanlık, saldırganlık, şiddet ve cinayet gibi dozu gittikçe artan olumsuz tutum ve davranışlarla karşılaşıyoruz. Dahası, İslam dinine ve değerlerine hakaret; Müslümanlara yönelik aşağılama, fiziksel şiddet ve saldırılar, bazı ülkelerde adeta sıradan hadiseler haline gelmiş durumdadır.”

“Birçok ülke Müslümanların haklarını kısıtlamaya yönelik kararlar alıyor”

Günümüzde, pek çok ülkede Müslümanların, günlük hayatta, toplu taşıma araçlarında, alışveriş merkezlerinde, okullarda sürekli ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldığını ifade eden Başkan Erbaş, “Yurt dışında camilerimize tehdit mektupları ve mailleri gönderilerek Müslümanların güvenli bir şekilde ibadet etmesi dahi engellenmektedir. Özgürlük ve demokrasi ülkesi olduğunu iddia eden birçok ülke, bu menfur saldırıların önüne geçmek yerine Müslümanları baskılamaya ve haklarını kısıtlamaya yönelik kararlar almaktadır. Bugün pek çok ülkede alınan siyasi ve hukuki kararlar, İslam düşmanlığının kurumsallaştığını göstermektedir.” diye konuştu.

Başkan Erbaş, Başkanlık bünyesinde ulusal ve uluslararası basının tarandığını, İslam karşıtlığına dair yapılan haberlerin derlenerek analize tabi tutulduğunu, yıllık düzenli olarak İslamofobi raporlarının yayımlandığını söyledi.

İslamofobiye ilişkin 2021, 2022 ve 2023 yıllarına ait raporlardan detaylar kaydeden Başkan Erbaş, “İslamofobik eylemlerde sürekli bir artış olduğunu görüyoruz. 2021’de 925, 2022’de 956, 2023’de ise 1463 İslamofobik olay kayıtlara geçmiştir. Verilere göre, 2021 yılında gerçekleştirilen İslamofobik olaylardaki bireysel eylemler, kurumsal kimlikle yapılan eylemlerden fazla iken 2022’de durum tersine dönmüş ve kurumsal kimlikle yapılan eylemler bireysel eylemleri geride bırakmıştır. Sadece bu sonuç bile, İslamofobi’nin zamanla nasıl kurumsallaştığını net bir şekilde ortaya koymaktadır. 2023 yılında dünya genelinde kaydedilen İslamofobi olaylarının yılın son üç ayında dramatik bir artış gösterdiği ortaya konmuştur. 2023 İslamofobi raporu verilerine göre yılın son çeyreğinde meydana gelen olaylar önceki çeyreklerde gerçekleşen olayların iki katıdır. Pek çok farklı açıdan da okunabilecek bu bulgu, başta Filistinliler olmak üzere tüm Müslümanların dünya genelinde karşılaştıkları baskı ve şiddetin ciddi ölçüde arttığına işaret etmektedir.” ifadelerini kullandı.

“İslamofobi olgusu nitelik ve nicelik bakımından incelenmeli”

Başkan Erbaş, İslamofobi’nin küresel bir sorun haline gelmesi sebebiyle mücadelenin de küresel boyutta olması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Bu doğrultuda bölgesel ve uluslararası araştırmalar ile İslamofobi olgusu nitelik ve nicelik bakımından incelenmeli, sonuçları beraberce değerlendirilmeli, yapılması gerekenler sistematik bir şekilde ele alınmalıdır.

Diğer taraftan İslamofobi’nin bir suç olarak kabul edilip gerekli müeyyidelerin uygulanması için hukuki anlamda hak arama mücadelesini daha da güçlendirmemiz gerekmektedir. İslam dışındaki dinlere ve mensuplarına yönelik saldırılara karşı verilen tepki ve uygulamaların İslam söz konu olduğunda da geçerli olmasını daha kuvvetli bir şekilde talep etmemiz gerekmektedir. İnsan haklarını ihlal eden, küresel düzeni ve barışı tehdit eden bu olguyla haklı mücadelemizi, sosyal alan, hukuki boyut, medya platformları, kamu kurumları ve daha pek çok alanda kararlı bir şekilde sürdürmemiz gerekir.”

İslamofobiyle mücadelede kurumsallaşmanın ve kurumlar arası iş birliğinin son derece önemli olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, ilgili kurumların, müşterek bir çalışma perspektifi oluşturduğunda çalışmaların küresel boyutta daha etkin sonuçlar doğuracağına inandığını söyledi.

Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran, Radyo ve Televizyon Üst Kurul (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir, büyükelçiler ve çok sayıda davetli katıldı.