

Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, birleşen dava dosyaları kapsamında, 15 Şubat 2016’da Yakutiye ilçesine bağlı Yukarı Mumcu Caddesi Cami Sokak’ta bulunan bir iş yerinden çıktıktan sonra apartman çatısından düşen buz ve kar kütlesinin altında kalan üniversite öğrencisinin kazandığı tazminat davası hakkındaki kararın gerekçesini açıkladı.
Kararda, olay tarihinde geçerli yönetmeliğe göre hazırlanan yeni maluliyet raporunda öğrencinin maluliyet oranının yüzde 100 olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Kurumu’nun güncel raporunun da bu sonucu doğruladığı belirtildi.
Olayın davacıyı sürekli bakıma muhtaç bıraktığı ve temel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak duruma düşürdüğü belirtilen kararda, bu nedenle bakım giderleri için gelirinden pay ayırması ve aile desteğinden yararlanmasının gerekeceği ifade edildi.
Kararda, tazminat istemiyle ilgili şunlar kaydedildi:
“Davacının başına kar buz kütlesi düşmesi nedeniyle yaralandığı ve alınan bilirkişi raporuna göre yüzde 100 maluliyet meydana geldiği, maluliyet oranı kapsamında yapılan değerlendirmede, davacıların tazminat isteminde haklı olduğu, manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmak olup, manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına diğer tarafın zenginleşmesine neden olmayacağı, mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum, yaşadığı sıkıntı ve meydana gelen maluliyet, maluliyetin ileriki yaşamına olan etkisinin şiddeti, tazminat tutarından davalı kat maliklerinin arsa payları oranında sorumlu olacakları tutar gözetildiğinde olay tarihi de dikkate alındığında talep olunan manevi tazminat miktarının taraflarda zenginleşmeye neden olmayacağı değerlendirilerek tam kabulüne karar verilmiştir.”
Gerekçeli kararda, maddi ve manevi tazminat olarak belirlenen toplam 20 milyon 500 bin liranın her bir davalı için arsa payları oranında tahsil edilmesine karar verildiği bildirildi.
Meydana gelen olayda ayrıca bina yöneticisiyle ilgili olarak Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesinde “Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan verilen 15 ay hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti.
Davacı avukatı Sadrettin Atalay, davanın yaklaşık 10 yıl sürdüğünü ve dosyanın istinaf aşamasında olduğunu söyledi.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nda açıkça düzenlenen “bina bakım ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünün ihlali”nin söz konusu olduğunu anlatan Atalay, şunları kaydetti:
“Bu ihmalkarlık sonucunda genç bir kız ağır yaralandı, hayatını yürütme şekli etkilendi. Bu buzdan dolayı ölenler de var. Bir insanın yaşamı basit bir tedbir alınmadığı için kararıyor. Mahkemenin verdiği tazminat kararı bizim açımızdan sadece hukuki bir yaptırım değil, aynı zamanda topluma verilen çok net bir mesajdır. Toplum belki bundan bir şey çıkarır ve tedbir alır. Sorumluluk alınmadığında bunun bedelini masum insanlar ödüyor. Biz bu kararı hem müvekkilimin çektiği acıların bir nebze telafisi hem de benzer faciaların önlenmesi için bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Bu karar gösterdi ki ihmal ne kadar büyük olursa olsun hak sonunda yerini buluyor. Müvekkilimin geçirdiği zor süreç göz önüne alındığında bu karar sadece hukukun değil, vicdanın bir sesi olarak görüyoruz.”
Mahkemenin, binada uyarı tabelası asılı olmasını yerinde bulmadığını belirten Atalay, “Yanlış bir algı var. Tabela asınca sorumluluk bitmiş olmuyor. Mahkeme ‘sen tedbirini alacaksın’ diyor. Uyarı levhası bakım yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyor. Bu yanlış bilgiden dolayı tedbir alınmıyor, ciddiye alınmıyor. Karşı taraf ne kadar iddia etmiş olsa da mahkeme dikkate almadı. Dolayısıyla buz ve karın temizlenmesi zorunluluktur, levha asmak bunun alternatifi değildir.” diye konuştu.
Mahkemenin kararına göre tazminat tutarının 20 milyon 500 bin lira olduğuna işaret eden Atalay, “Alınacak miktar toplam 40 milyonu geçiyor. Yaklaşık 10 yıllık bir faiz var. Bu kararın bu kadar yüksek olmasının sebebi üniversitede okuyordu. Bunlar hesaplanırken mesleğe girdiği zaman, müvekkilin kendi başına hayatını idame ettirememesi, bakıcı parası gibi hesaplamalar yapılıyor, normal tazminat davasından çıkıyor. Hepsinin arsa payı oranı aynı değil, en büyük pay oranları 2,5 milyonu geçiyor. Küçük bir şeyden kaçınılıyor ama büyük zararlara neden oluyor. Hem mal sahiplerinin büyük bir zararı söz konusu hem de gencecik bir kız çocuğunun hayatının sonsuza kadar değişmiş olması söz konusu. Bu emsal bir karar, bütün Türkiye’ye örnek emsal bir mesajdır. Bundan sonra herkes binasına iyi bakmakla mükellef olduğunu bilsin.” ifadelerini kullandı.