İslam’ın özünü samimiyet oluşturmaktadır. Samimiyet; kişinin içi ile dışının, özü ile sözünün bir ve uyumlu olmasıdır. Samimiyet bütün söz ve davranışlarda Allah’ın rızasını gözetmektir. Samimiyet, iman ve ibadetlerimizi her türlü riya ve gösterişten korumaktır. Hz. Peygamber’in, “Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası için yapılan amelleri kabul eder.” (Nesâî, Cihâd, 24) sözü dinimizde samimiyetin ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir. İnsanların inançlarını, samimi dini duygularını kişisel ve yapısal çıkarlara alet etmek ise istismardır. İstismar Allah’ın rızasından insanları uzaklaştıran bir kötülüktür. İstismarcıların amacı Allah rızası değil, sureti haktan görünerek topluma zarar vermek ve kendilerine imkân devşirmektir. Netice itibarıyla din üzerinden istismar Allah, Kur’an, peygamber, insan ve topluma ihanet etmektir. Dini istismarcı kişi ve yapılardan değil, sahih kaynaklardan, ehil ve güvenilir kişilerden öğrenmek ve bu yapılara karşı her zaman uyanık olmak gerekir.
DEMOKRASİ VE MİLLÎ BİRLİK GÜNÜ